Asliye hukuk mahkemesince verilen ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı temyizen inceleme görevinin Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait olduğu-
İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispatın aranmasının gerekmediği, yaklaşık ispatın yeterli olduğu, alacaklı bankayla karşı taraf arasında imzalanmış bulunan kredi sözleşmesi çerçevesinde tahakkuk eden alacak tutarları için borçlulara hesap kat ihtarı gönderilmesi ve hesap kat ihtarında belirtilen ve ödenmediği ileri sürülen alacak tutarı için alacaklı bankanın ihtiyati haciz talebinde bulunmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İİK. mad. 258/1 uyarınca alacaklının, alacağı ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında, mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesinin yeterli olduğu, tam ispat kurallarının burada aranmayacağı-
“İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ‘alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması’nın yeterli olduğu, ihtiyati hacizde amacın, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2. maddesinde yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlamak olduğu, ihtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamanın, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliğinin, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce geldiğini, maddi hukuka göre kimin haklı kimin haksız olduğu, İİK. mad 264. uyarınca itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacağın kat ihtarnamesinin İİK. mad. 68/b ve 150/ı’da sayılan belgelerden olduğu-
20.000 TL. bedelli çeke dayalı olarak yapılacak ihtiyati haciz taleplerinin incelenmesinde -HMK.’nun 316/1-a maddesinde ‘sulh hukuk mahkemesinin görev alanına giren tüm dava ve işlerin basit yargılama usulüne göre görüleceği’nin, 316/1-c. maddesinde ‘ihtiyati haciz taleplerinin basit yargılama usulüne göre görüleceği’nin öngörülmüş olması ve HMK. sistematiğine göre basit yargılama usulünün uygulandığı dava ve işlerin asliye hukuk mahkemesinde görülebilmesi için, buna ilişkin açık bir düzenleme bulunması gerektiğinden, HMK.’nun 316/1-c. maddesinde basit yargılama usulüne tabi bir iş olarak nitelendirilmesi gereken ‘ihtiyati haciz talepleri’ yönünden, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğuna dair açık bir hüküm bulunmadığından, basit yargılama usulüne tabi olan dava ve işlerde genel görevli mahkeme olan sulh hukuk mahkemesinin, ihtiyati haciz talebine ilişkin işlerde görevli olması gerektiğinden- asliye hukuk/ticaret mahkemesinin değil, sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu-
İstanbul’da demirli bulunan gemi yabancı bayraklı bir gemi ise de, 6102 sayılı TTK'nun 1355. maddesi uyarınca mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olduğu-
İhtiyati haciz kararı vermede yetkili ve görevli mahkeme İcra ve İflas Kanunu'nun 50. maddesi ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun (HMK) yetkiye ve göreve dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunduğu kuşkusuz olup, 6100 sayılı HMK.'nunun 316/1-c ve 2/1. maddeleri gereğince, (ihtiyati haciz kararı vermede görevli olan mahkemenin sulh hukuk mahkemesi olmayıp asliye hukuk mahkemesinde olduğu-
İhtiyati haciz isteminin dayanağı alacak, boşanma davasından ve boşanmaya ilişkin kararda takdir edilen boşanmanın eki niteliğindeki nafaka, tazminat ve vekalet üceretinden kaynaklandığından, uyuşmazlığın çözümünde aile mahkemesinin görevli olduğu-
Haksız fiilden kaynaklanan tazminat davalarında tazmin yükümlülüğünün olay tarihi itibariyle muaccel hale geleceği, bu durumda geçici hukuki koruma yollarından biri olan ihtiyati hacizde yakın ispat koşulu gerçekleşmiş olup ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olacağı-