Haciz ihbarnamesine borçlu-sanıklar adına vekillerinin beyanda bulunmuş olması halinde, vekilin beyanından dolayı asilin sorumlu tutulamaması nedeniyle, sanıkların ayrı ayrı beraatlerine karar verilmesi gerekeceği-
Sanığın mal beyanında bildirmediği taşınmazı/aracı üzerinde haciz ve rehinler bulunduğunun anlaşılması halinde, taşınmazın/aracın değeri ile üzerindeki haciz ve rehin bulunan dosyaların alacak miktarları belirlenerek, taşınmazın/aracın, bu dosya borcu yönünden alacaklıyı tatmin edebilecek miktarda bir paranın kalıp kalmayacağı yönünde bir araştırma yapılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerekeceği-
Haciz ihbarnamesine itiraz eden kişinin “üçüncü kişi olması” gerektiğinden, sanığın hem “asıl borçlu” ve hem de “birinci haciz ihbarnamesi tebliğ edilen limited şirketin ortağı ve yetkilisi” olduğu dikkate alındığında, sanık, asıl borçluya karşı üçüncü kişi sayılamayacağından, mahkemece “davanın reddi” doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
“Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu” ndan dolayı yapılan yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmiş olan sanıklar lehine, beraat kararıyla birlikte vekalet ücretine de hükmedilmesi gerekeceği-
İİK.’nun 89/IV maddesindeki düzenleme karşısında “haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu” iddiası nedeniyle, üçüncü kişinin cezalandırılması isteğinin, “cezanın kişiselliği” prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olduğundan, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği; ceza verilememesi halinin, tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olduğu ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı-
İcra dairesine yaptığı mal bildiriminde “yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanaklarını” belirtmemiş olan borçlunun bu beyanının İİK.’nun 74. maddesinde öngörülen koşullara uygun olmaması nedeniyle, geçerli bir “mal beyanı” olarak kabul edilemeyeceği; böyle geçersiz bir mal beyanına dayalı olarak da, sanık hakkında İİK.’nun 338. maddesi uyarınca “gerçeğe aykırı mal beyanında bulunmak suçu” ndan dolayı, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemeyeceği-
Şirketin aktifinde yer alan tüm varlıkların rayiç değerlerinin (piyasa satış kıymetlerinin) mahkeme tarafından atanan yeminli bilirkişiler aracılığıyla tespiti gerekli olup, bilirkişilerce tespit edilecek gerçek veriler dikkate alınarak şirketin borca batıklık bilançosunun yeniden düzenlenmesi gerekeceği-