Mahkemece, taraflar eşit kusurlu kabul edilerek davalı kadın yararına yoksulluk nafakası verilmiş ise de, tüm dosya kapsamına göre, tarafların evlenmeden önce davacının annesiyle geçici olarak birlikte oturma hususunda anlaştıkları, davacının annesinin yurt dışına gitmek için vize alamaması üzerine birlikte yaşamaya devam ettikleri, davalı kadının sık sık evi terk ederek babasının evine gittiği, eşini sevmediğini, istemediğini, eşiyle ailesinin zoruyla evlendiğini söylediği ve kayın validesine bıçak çektiği anlaşıldığından, gerçekleşen bu kusur durumuna göre davalı kadın, davacı erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu, ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirdiği -
Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabi olduğu, davadan sonra oluşan olaylar boşanma kararında esas alınamayacağı, ancak yeni bir davanın konusu olabileceği, davalının sadakatsizliği dava tarihinden sonra olup bu davada nazara alınamayacağı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebep olan olaylarda müşterek evi terk edip birlikte yaşamaktan kaçınan davacı kadının tam kusurlu olduğu - Tam kusurlu eş yararına yoksulluk nafakası verilemeyeceği (TMK m. 175) nazara alınmadan, davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirdiği -
Toplanan delillerden, tarafların gelirlerinin birbirine denk olduğunun ve davacı-karşı davalı erkeğin başkaca bir gelirinin bulunmadığının tespit edilmesi durumunda davalı-karşı davacı kadın yararına yoksulluk nafakası takdirinin doğru olmadığı-
Davacı karşı davalı kadının, çok sayıda taşınmazda pay sahibi olduğu durumda, mahkemece davacı karşı davalı kadının hissedarı olduğu taşınmazların değeri, varsa kira gelirinin tespit edilip, bu gelirin davacı karşı davalı kadını yoksulluğa düşmekten kurtarıp kurtarmayacağının araştırılması, değerlendirme sonucu uyarınca yoksulluk nafakası istemi hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Tarafların ikisinin de emekli oldukları, davalı erkeğin ayrıca kahvehane işlettiği, kira geliri ile üç katlı evinin bulunduğu durumda, davacı kadının emekli aylığı yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, TMK’nun 175. Maddesi koşulları kadın açısından gerçekleştiği için davacı kadın yararına uygun miktar yoksulluk nafakası takdirinin gerekeceği-
Davacı kadının çalıştığına dair Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları dosyada mevcut olduğunda; Sosyal Güvenlik Kurumundan, davacı kadının T.C. kimlik numarası ve açık kimliği belirtilerek aktif sigortalı olup olmadığının araştırılması ve buradan gelecek cevaba göre çalıştığı işyerinin tespiti ile bu işyerinden aylık gelirinin araştırılması ve boşanma sonucu yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin buna göre tespitinin gerekeceği-
Davalı-karşı davacının çalıştığı, sürekli ve yeterli gelirinin bulunduğu, boşanma sebebi ile yoksulluğa düşmeyeceği durumda TMK’nun 175. maddesi koşulları oluşmayacağından; yoksulluk nafakası isteminin reddinin gerekeceği-
Davalı-davacı erkeğin eşine karşı fiziksel şiddete başvurması olayından sonra, bağımsız ev temin ettiği, davacı-davalı kadının da baba evinden müşterek konuta geldiği ve tarafların üç aya yakın bir süre birlikte yaşadıkları böylece kadının eşini affettiği en azından hoşgörüyle karşılamış sayılması gerekeceği- Terk nedenine dayalı bir dava bulunmadığından, bu olaya dayalı olarak boşanma kararı verilemeyeceği- Yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka yükümlüsünün kusurunun aranmayacağı- Davalı-davacının açık muvafakati olmamasına rağmen, ön inceleme duruşmasına kadar tazminat talebinde bulunmayan davacı-davalı kadının ilk defa son oturumda talep ettiği maddi ve manevi tazminat istekleri ile ilgili karar verilmemesi gerekeceği-
Davacı kadının düzenli ve sürekli gelir getiren bir işte çalıştığı, tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olduğu durumda TMK’nun 175. maddesi koşulları oluşmayacağından, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerekeceği-
Davacının, dava tarihinden sonra işçi olarak çalıştığı yerden ayrılması durumunda; davacının işten kendi isteğiyle mi yoksa başka sebeple mi ayrıldığı tespit edilmeden davacı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-