Hâkimin, somut olayın özelliğine göre, boşanma kararının verildiği zamanda boşanma olgusuna dayalı olarak, eşin yoksulluğa düşeceğini öngörüyorsa yoksulluk nafakasına hükmetmesi gerektiği- Yoksulluğa düşme hâlinin boşanma davası sırasındaki duruma göre belirlenmesi gerektiğinden, mahkemece kadının çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığı, işten ayrılmışsa kendi isteği ile mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı hususları araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile sonucuna göre yoksulluk nafakası konusunda bir karar verilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık; somut olayda, davacı eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde mahkemece davanın kabulüne ilişkin kurulan hükmün yeterli nitelikte inceleme ve araştırmayı kapsayıp kapsamadığı, buradan varılacak sonuca göre davacı yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Müşterek çocuğa istismar, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet, tehdit iddiaları ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanma talep edilen davada, mahkemece, daha önce aynı vakıalara dayanarak boşanma davasından feragat edilmiş olması nedeniyle bu eylemlerinin affedildiği veya en azından hoşgörü ile karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu- Davalı erkeğin, tarafların ortak kızlarına cinsel istismarda bulunması sebebi ile hükümlü olduğu sabit olduğu, yaşanan bu olayın vehameti, verdiği acı ve ızdırabın süregelen nitelik taşıması ve her daim yenilenmesi nedeni ile aynı vakıaya dayalı olarak açılan ilk davadan feragat edilmiş olması, davalı erkeğin eyleminin davacı kadın tarafından affedildiği sonucunu doğurmayacağı- Davalı erkeğin ceza dosyası ile sabit olan eyleminin ağırlığının süregelen nitelikte sonuçlar doğurması karşısında kadının önceki dava sürecindeki iradesinin hakkın özünden vazgeçme niteliğinde olmadığı, kendisi ve çocuklarını korumaya yönelik olduğunun kabulü gerektiği- Davacı kadının somut eylemi affettiği veya hoşgörü ile karşıladığı şeklinde değerlendirme yapılması hayatın olağan akışına ve hakkaniyet ilkesine aykırı olup; öz çocuğuna cinsel istismarda bulunan biri ile evlilik birliğini devam ettirmesi davacı kadından beklenemeyeceği-
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü ile kadın yararına tazminatlara ve nafakalara hükmedilme koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları, velâyet düzenlemesi ile çocuklar yönünden hükmedilen nafakalar noktasında toplandığı- Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatların az olduğu- Türk Medeni Kanunu’ndaki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu‘nun ilgili hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirdiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılma nedeniyle boşanma istemine ilişkin davada tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının az olduğu ve daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdirinin gerektiği-
Uyuşmazlık; somut olayda, kadın eş yararına 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 175 inci maddesinde yazılı yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır..
Uyuşmazlığın, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına göre davacı kadın eş yararına Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, burada varılacak sonuca göre davacı kadın eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Yoksulluk nafakasına ilişkin uyuşmazlıkta; davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasının erkek yararına usuli kazanılmış hak doğurduğu gözetilmeksizin, sadece kadın yararına bozulmasının usul ve yasaya uygun düşmeyeceği-
İstinaf incelemesi sonucunda verilen kararlara ilişkin Yargıtay'ın bozma kararı vermesi hâlinde dosyanın yeniden karar verilmek üzere hangi mahkemeye gönderileceği bağlamında değişik olasılıkların işlerlik kazandığı- Bölge Adliye Mahkemesi kararında erkeğin istinaf talebinin kusur belirlemesine yönelik olarak kısmen kabul kararı verildiği hâlde, hüküm kısmında istinaf incelemesi talebinin esastan reddine karar verilmekle, çelişkili bir hüküm yaratıldığı- Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılamaya uygun şekilde erkeğin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile kusur belirlemesine ilişkin gerekçenin düzeltilerek buna ilişkin yeniden esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yapılan yargılamanın aksine hüküm kısmında kusur belirmesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı-
Davacı eş yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığının tespitinin gerektiği davada, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına ilişkin bilgiler ve toplanan tüm deliller incelendiğinde; davacı kadının asgari ücretle geçimini sağladığı, gelir getirici malvarlığının bulunmadığı ve yardıma muhtaç olduğu, buna karşılık davalı erkeğin ise, emekli olduğu ve aylık 1.100,00 TL gelirinin bulunduğu, davacı kadının sürekli ve düzenli geliri olduğu tespit edildiğinden boşanma sebebiyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından davacı kadın yararına TMK. m. 175'te düzenlenen yoksulluk nafakası isteme koşullarının oluşmadığı-