Taraflar arasındaki boşanma davasında davacı ve müşterek çocuk lehine tedbir nafakasına hükmedildiği gözönüne alınarak, tahsilde tekerrür kaydı ile nafakaya hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakası davasında, hükmedilen yoksulluk nafakasının başlangıç tarihi olarak dava tarihi değil boşanma davasının kesinleştiği tarih belirlendiği- YİBK'na göre nafaka ve nafakanın artırılması davaları kanundan doğan bir alacağın tespiti ve tahsili niteliğinde olduğu ve davanın açıldığı tarihten itibaren hüküm ifade edeceği, yoksulluk nafakasına dava tarihinden itibaren hükmetmek gerekirken; yoksulluk nafakasının boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren tahsiline yönelik hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığı ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve "hakimin takdir yetkisi kapsamında" kalmadığından hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerektiği-
Kendisi yoksul olan kişinin yoksulluk nafakasıyla yükümlü tutulamayacağı- Epilepsi hastası olup, yüzde doksan oranında çalışma kaybı bulunduğu ve çalışmadığı tutanağa bağlanmış olan davacı erkeğin SGK kayıt örneklerinde ise çalışma kayıtlarının bulunduğu ve bir kısım tanık beyanlarında ise çalışmakta iken işten ayrıldığının beyan edildiği anlaşıldığından, erkeğin çalışma durumu ve işten ayrılmış ise işten ayrılış nedeni de araştırılarak, sonucuna göre kadın lehine yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi gerekeceği-
Sosyal Güvenlik Kurumundan, kadının açık kimliği belirtilerek halen çalışıp çalışmadığının, cevaba göre çalıştığı işyerinin tespitiyle aylık gelirinin araştırılması, iş yerinden ayrılmış ise ayrılma nedeni ve boşanma sonucu yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin tespiti ile yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-karşı davacı kadının emekli olduğu sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, kendisine ait taşınmazları olup kira gelirinin bulunduğu anlaşıldığından, davalı-karşı davacı kadının yoksulluğa düştüğü kabul edilemeyeceğinden, yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği -
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 184. maddesinde "'boşanmada yargılama usulü" ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında ‘"boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'na tabidir” hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu - Cevap dilekçesinde davalı kadın, davacı erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasına dayanmadığı, ikinci cevap dilekçesi de vermediği halde, mahkemece bu şekildeki tanık beyanı esas alınarak davacı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerekeceği -
Davacı kadın 150 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ettiğinden, mahkemece talep aşılarak 175 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davalı-karşı davacı kadının işten iradi mi yoksa zorunlu olarak mı ayrıldığı dosya kapsamından anlaşılamadığından, şu hale göre, davacı-karşı davalının ayrılış nedeninin araştırılarak sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere hükmün yoksulluk nafakası yönünden bozulması gerektiği -
Davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin kabul edilebilmesi için boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekeceği, davacı kadının sosyal ekonomik durum araştırma raporunda, ev hanımı olduğu belirtildiğinden, davalı erkek tanıkları, davacının mimarlık ofisinde mimar olarak çalıştığını beyan ettiğinden, dosya içerisinde bulunan SGK kaydında ise davacı kadının 23.01.2013 – 25.02.2013 tarihleri arasında çalıştığı görüldüğünden, o halde, davacı kadının mimar olarak çalışıp çalışmadığı, kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde sürekli geliri bulunup bulunmadığı ve işten ayrılma sebebi araştırılıp yoksulluk nafakası (TMK.m.175) isteğinin buna göre değerlendirilmesi gerektiği nazara alınmadan; eksik inceleme ile yazılı şekilde bu talebin kabul edilemeyeceği-
Davalı-davacı kadının emekli olduğu ayrıca bundan başka da kira gelirinin olduğu anlaşıldığından, bu durumda Türk Medeni Kanunu'nun 175. madde koşullarının davalı-davacı kadın yararına gerçekleşmediği ve kadının düzenli ve sürekli geliri olduğundan, yoksulluğa düşmeyeceği sabit olduğundan, bu yön dikkate alınmadan, yoksulluk nafakasına karar verilemeyeceği -