Boşanma sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya az kusurlu olması yanında, boşanmaya sebep olan olayların kişilik haklarına saldırı niteliğinde de olması gerektiği- Yoksulluk nafakası istemine ilişkin, tarafların mali durumlarının ve güçlerinin yaklaşık aynı seviyede olduğundan yoksulluk nafakası talebinin reddinin gerektiği-
Boşanmaya ilişkin davada, tarafların, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe; ön inceleme aşamasında ise, ancak karşı tarafın açık muvafakati ile, iddia ve savunmalarını genişletebileceği, ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin mazeretsiz olarak gelmediği durumda, muvafakat aranmaksızın iddianın ve savunmasının genişletilebileceği, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra ise, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemeyeceğinden (HMK. mad. 141/1), hükmün bozulması gerektiği- TMK. mad. 169 çerçevesinde tayin edilen tedbir nafakasının herhangi bir gerekçe gösterilmeden kaldırılmasının isabetsiz olduğu- Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafın, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebileceği, nafaka yükümlüsünün kusuru aranmadığından (TMK. mad. 175), davalı-karşı davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken isteğin reddinin yerinde olmadığı- Müşterek çocukların velayetinde çocuğun üstün yararının tespit edilmesi gerektiği- 4787 s. Kanunun 5. maddesi uyarınca, uzman veya uzmanlar görevlendirilip, imkan oldukça çocukların birlikte yaşayacakları şekilde velayet düzenlemesine öncelik verilmesi gerektiği de düşünülerek, gerçekleşecek sonucuna göre tarafların müşterek çocuğunun velayetinin düzenlenmesi gerektiğinden, bu konuda, eksik incelemeyle karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Boşanma davasında, mahkemece, usulüne uygun şekilde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği- Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra, diğer tarafın açık muvafakati ve ıslah dışında iddia ve savunmanın genişletilemeyeceği, değiştirilemeyeceği- Davacı kadın dava dilekçesinde maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakaları yönünden bir talepte bulunmamış, ön inceleme duruşmasında ise maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri olduğuna yönelik beyanda bulunmuş, ancak bu taleplere yönelik olarak açıklamasını sonraki dilekçesiyle yapmış olup davalı tarafın ise, bu taleplere muvafakat etmemiş olduğu görüldüğünden, bu taleplerin iddianın ve savunmanın genişletilmesi niteliğinde olduğu- Davacı tarafından bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmadığından, davacının maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği-
İlk defa tahkikat aşamasında ileri sürülen yoksulluk nafakası isteğinin, talep sonucunun genişletilmesi niteliğinde olduğu-
Boşanma davası içinde feri olarak istenmiş nafaka ve tazminat isteklerinin yabancı para üzerinden hükmedilemeyeceği-
Mahkemece davalı- karşı davacı kadının düzenli ve sürekli olarak çalışıp çalışmadığı, çalışıyorsa aldığı ücretin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları araştırılarak, hasıl olacak sonuca göre yoksulluk nafakası konusunda karar verilmesi gerektiği-
Yoksulluk nafakası talep edenin çalıştığı işyerinden kendi isteği ile mi yoksa başka sebeple mi ayrıldığı hususunun araştırılması gerektiği-
Asgari ücret karşılığında çalışan iki eşin boşanma davasında, tarafların birbirine denk gelirleri olduğu dolayısıyla düzenli ve sürekli geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği-
Daha fazla kusurlu bulunan tarafın da boşanma davası açma hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için, davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerektiği- Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa, bu halin tespiti de, tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamadığından, az kusurlu eşin karşı çıkmasının, "hakkın kötüye kullanılması" niteliğinde olması, eş ve çocuklar için, korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşılması gerektiği- Konusuz kalan bir dava hakkında "karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde karar verilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olan taraf yararına maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği-
Emeklinin yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekeceği-