Muhtaç olması nedeniyle devletten aylık alan davalı erkeğin aylık bağlanmasını gerektiren şartlar devam ettiği sürece yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulamayacağı-
2. HD. 10.04.2017 T. E: 2015/26496, K: 4049-
Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilmesi için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekeceği-
Davacı kadının evlendikten bir hafta sonra kızının hasta olduğunu ileri sürerek Edirne'ye gittiği, davalı erkeğin kadının eve dönmesi için çaba sarf ettiği ancak davacı kadının bir daha evine dönmeyip Edirne'de yaşamak konusunda davalı erkeğe baskı yaptığı, bu şekilde davacı kadının birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı anlaşıldığından, gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda, davacı kadının tam kusurlu olduğunun kabulü gerekeceği-
Tarafların dosyaya yansıyan birbirine yakın gelir durumları ve davacı kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıyor olması dikkate alındığında boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği-
Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakasının çok olduğu, mahkemece Türk Medeni Kanunu'nun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekeceği-
Davacı kadının dava dilekçesinde nafaka talebi olmadığına dair beyanı yoksulluk nafakası talebinden feragat niteliğinde olup, bu beyanın kendisini bağlayacağı, feragati nedeniyle davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı-karşı davacı kadının çalıştığı sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu, tarafların ekonomik durumlarının birbirlerine yakın olduğu anlaşıldığından, Türk Medeni Kanunu'nun 175. maddesi gereğince boşanma yüzünden yoksulluğa düşme koşullarının oluşmadığı-
Çalıştığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunduğu anlaşılan davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi gerektiği- İdrak çağındaki küçüklerin ebeveynlerinden hangisinin yanında kalmak istediği konusunda mahkemece bizzat dinlenerek görüşünün alınması gerektiği- Velayet düzenlenirken kardeşlerin ayrılmaması hususunun da gözönüne alınması gerektiği-
Mahkemece kabul edilen ve taraflara yüklenen kusurların yanında :davalı kadının birlik görevlerini yerine getirmediği ve davacı eşini aşağılar tarzda sözler söylediği, davranışlar sergilediği ve gerçekleşen bu duruma göre, kadının davacı erkeğe nazaran boşanmaya neden olan olaylarda daha ağır kusurlu olduğu anlaşıldığından, mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmesinin ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-