Kural olarak; anne babanın bakım borcunun, çocuğun ergin olmasına kadar devam edeceği, çocuk ergin olduğu halde eğitimi devam ediyorsa ana ve babanın, durum ve koşullara göre kendilerinden beklenebilecek ölçüde olmak üzere eğitimi sona erinceye kadar çocuğa bakmakla yükümlü olduğu, eğitimine devam eden reşit bireyin, kendi emek ve geliriyle yaşamını sürdürmekten yoksun ise anne babasından öğrenimini tamamlayıncaya kadar yardım nafakası isteyebileceği-
“Asgari ücret seviyesinde gelire sahip olunması”nın yoksulluk nafakasının bağlanmasını olanaksız kılan bir olgu olarak kabul edilmediği, ancak kaldırma talebi azaltma talebini de içermekte olup, bu durumun nafaka miktarının indirilmesinde etken olarak dikkate alınması gerekeceği, yoksulluk durumunun, günün ekonomik koşulları ile birlikte tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve yaşam tarzları değerlendirilerek takdir edilmesi gerekeceği, yoksulluk nafakasının ahlaki ve sosyal düşüncelere dayanacağı, onun içindir ki; bilimsel öğretide, evlilik birliğinde eşler arasında geçerli olan dayanışma ve yardımlaşma yükümlülüğünün, evlilik birliğinin sona ermesinden sonra da kısmen devamı niteliğinde olduğunun belirtildiği-
Davacının emekli maaşı aldığı, 1.432.36 TL olan maaşının 207.20 TL bölümünün nafaka ödemesi için kesildiği, davacının boşandığı eşine yoksulluk nafakası ödediği, kira ödemediği,yeniden evlendiği tespit edildiğinden davacının boşandığı eşine yoksulluk nafakası ödeyecek gelire sahip olduğu; yardım nafakasına muhtaç durumda olmadığı-
Cı vekili, dava dilekçesi ile; davacı için ödenen aylık 150.00.- TL yoksulluk nafakasının yetersiz olduğunu ileri sürerek 1.000.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, cevap dilekçesi ile; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; yoksulluk nafakasının aylık 450.00.-TL'ye yükseltilmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; yoksulluk nafakasının artırılması istemi-
Boşanmaya ilişkin davada, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davacı yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu, hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerektiği- Davacının , maddi ve manevi tazminat taleplerinin bulunmadığına ilişkin beyanı feragat niteliğinde olup kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurduğundan, feragatten dönülemeyeceği-
Nafaka istemine ilişkin davada, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, nafakanın niteliği dikkate alınarak, hakkaniyete uygun miktarın takdir edilmesi gerektiği-