Davalı 3.kişinin yargılamanın başından itibaren takibin danışıklı yapıldığını, amacın 3. Kişi şirkete ait malların ele geçirilmesi olduğunu ileri sürdüğü- Nitekim ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesinde M. Mağaza aleyhine açılan tasarrufun iptali davasında verilen kısmen kabul kararının temyizi üzerine Yargıtayın ilgili kararıyla davalılar arasında düzenlenen dava konusu çekler ile bu çeklere dayalı olarak yapılan icra takiplerinin İİK 280/1 maddesi gereğince iptale tabi olduğu anlaşıldığından davacının takip konusu yaptığı alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak iptaline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu, bozma ilamına yerel mahkemece uyularak davacının davasının kabulü ile; ilgili dosyalardaki takiplerin davacının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verildiği- Bu durumda, alacağın gerçek olmadığı tasarrufun iptali davası ile de sabit olduğundan, alacaklı tarafından açılan (konusu istihkak iddiası olan) davanın ön koşul yokluğundan reddi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Sonradan aynı malın tekrar haczedilmesi halinde, davanın sebebi ve tarafları aynı olsa bile, önceki davada verilen hükmün, kesin hüküm teşkil etmeyeceği, dolayısıyla, ne alacaklı ne de üçüncü kişi kesin hüküm itirazında bulunabileceği- Açtığı ilk istihkak davasını kaybetmiş olsa bile, üçüncü kişinin bu arada malın mülkiyetini kazanmış olabileceği ve dolayısıyla aynı malın tekrar haczedilmesi halinde yeniden istihkak davası açabileceği-
Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesinin mahkeme hakimin tarafından yapılması gerektiği- Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olduğundan, davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı 3. kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği- Davalının yetki itirazı mahkemece incelenmeden davanın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu- Mahkemece, borçlu da davaya dahil edilerek, takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak, tarafların yetki itirazının çözümlenmesi, yetkili olunduğu kanaatine varılması halinde çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenmesi gerektiği-
İflas davasının sonucunda verilecek iflas kararı kesinleştiğinde, borçlu hakkındaki icra takipleri düşeceği için dava konusu haciz de ortadan kalkacağından, verilen iflas kararının aşaması belirlenerek gelmiş olduğu durum dikkate alınmak suretiyle istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasına dayanak icra takip dosyasında alacaklı olarak davaya dahil edilen kişi görülmekte olup diğer davalı şirketin bu dava yönünden pasif husumet ehliyeti bulunmadığı-
İstihkak davasına konu haciz kaldırıldığından, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu haczin kaldırılmasıyla, istihkak davasının konusunun kaldığı ve bu durumda, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin, alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davasına konu haciz kaldırıldığından, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine şeklinde karar verilmesi gerektiği-
Taşınır mülkiyetinin nakli için zilyetliğin devri gerektiği- Takip borçlusuna dava konusu malın zilyetliğinin devredildiği görüldüğünden, dava konusu malın mülkiyetinin zilyetliğin devri ile takip borçlusuna geçtiğinin, malın mülkiyetinin takip borçlusuna ait olduğunun kabulü ile 3. kişi tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, taksitle satım hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair kanaat bildiren bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Haciz mahallinde borçlunun ismini taşıyan sipariş fişi, borçlu şirket yetkilisine ait defterin bulunması, borçlu şirketin önceki adresinin davacı şirket adresiyle aynı olması, iki şirket ortaklarının da soyadlarının aynı olması, davacı şirketin etiket ve kutu yapım işlerinin borçlu şirket tarafından icra edilmesi ve iki şirket arasında e-mail yazışmalarının borçlu dolayısıyla alacaklı lehine mülkiyete karine teşkil edeceği-