Rehin hakkının ticari işletme sahibinin veya kredi müessesesinin veya alacaklının yazılı talebi üzerine ticari işletmenin kayıtlı bulunduğu ticaret veya esnaf ve sanatkar siciline tescil ile doğacağı ve sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 10 gün zarfında tescilin talep edilip, ilgili sicil memurluğunca işlemin yerine getirileceği- Şekil koşullarının ticari işletme rehin sözleşmesi bakımından kurucu nitelik taşımakta olduğu ve madde metninde geçen 10 günlük sürenin de hak düşürücü süre mahiyetinde olduğu- Davacı takip borçlusunun, ticari işletme rehnine konu mallar üzerine konulan "hacizlerin kaldırılması"na ilişkin talebinin "istihkak iddiası" niteliğinde değil, "şikayet" niteliğinde olduğu- Mahkemece, davacı-borçlu ile dava dışı şirket arasında yapılan ticari işletme rehni sözleşmesinin ilgili ticaret sicil müdürlüğüne tescil edilip edilmediği, edildi ise hak düşürücü süre içerisinde tescilin yapılıp yapılmadığı hususları re'sen dikkate alınarak, sözleşmesinin süresinde ve usule uygun şekilde tescil edildiğinin belirlenmesi durumunda "rehin sözleşmesi kapsamında kalan mallar bakımından davanın kabulüne; tescil edilmemiş veya süresinde tescil yapılmamışsa davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İstihkak davası üzerine takibin talikine karar verilip de neticede dava reddolunursa alacaklının alacağından bu dava dolayısıyla istifası geciken miktarın % 20'den aşağı olmamak üzere davacıdan tazminat alınmasına hükmolunacağı- (İİK. mad. 97/13)- Asıl dosyada davacı vekilinin talebi ve teminat yatırması üzerine takibin durdurulmasına karar verildiğine göre birleşen dosyada davacı açısından takip durmadığından aleyhine tazminata hükmedilmesi hatalı olduğu-
Mecburi dava arkadaşlığının söz konusu olduğu hallerde mecburi dava arkadaşı olanların tamamının davada yer almasının gerektiği ve bu eksikliğin yargılama sırasında tamamlanmasının mümkün olduğu- Davacı 3.kişinin açtığı istihkak davasında alacaklı ile davalı borçlu arasında mecburi dava arkadaşlığı olduğu- Her icra dosyasının haczinin ayrı bir istihkak davasının konusunu oluşturduğu-
Davacı üçüncü kişinin açtığı istihkak istemine ilişkin davanın kabulüne karar verilmişse de, davacının haciz mahallini 4 yıl 2 aylık süre ile kiraladığı görüldüğünden, davacı 3. kişi ile dava dışı kiralayana ait işletmelere ilişkin ticari defterler getirtilip bu defterler üzerinde araştırma yapılarak davacı ile kiralayan arasındaki kira ilişkisinin gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığının, kira bedeli ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılması; mahcuzlar bakımından; davacı tarafından sunulan faturaların ticari defter kayıtlarıyla uyumlu olup olmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı, sahibi lehine delil vasfı taşıyıp taşımadığı hususlarının araştırılması için dosyanın konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi ile birlikte davacı 3.kişi, borçlu ve dava dışı kiralayanın işe başlama tarihlerinin ilgili vergi dairesinden sorularak tüm eksikliklerin tamamlanması,ayrıca tanık beyanlarındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden beyan alınması gerektiği-
Avukatın mazeret sunduğu dilekçede aynı gün katılması gereken duruşmaya ilişkin esas numarasını bildirdiği, yine yokluğunda tespit edilerek aynı güne bırakılan duruşmaya bizzat katıldığı anlaşılmakla, davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile davaya kaldığı yerden devam edilmesi gerektiği-
3. kişi Bankanın haciz müzekkeresine, borçluya ait hesapta bulunan meblağ üzerinde banka ile borçlu arasında mevcut ticari ilişki çerçevesinde rehin ve alacak haklarının bulunduğunu bildirerek itiraz etmesi üzerine icra müdürlüğü takibin talikine veya devamına bir karar verilmesi için icra takip dosyasını icra mahkemesine göndermiş olup, üçüncü şahsın icra mahkemesi kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine istihkak davası açması gerektiği (İİK. mad. 97/6)- İcra müdürlüğünce İİK'nun 96/1-2. maddelerindeki istihkak prosedürü yürütülerek, alacaklının süresinde itirazı halinde; İİK'nun 97. maddesi uyarınca dosyanın, takibin devamı veya durdurulması hakkında bir karar vermek üzere İcra Mahkemesine tevdi edilmesi gerektiği- Üçüncü kişinin, bu kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceği- İcra takibin durdurulması kararının, dava açma yükümlülüğünün yer değiştirmesine neden olmadığı, takibin devamı veya durdurulmasına ilişkin her iki halde de dava açma yükümlülüğünün 3. kişide olduğu- Dava açması için 3. kişiye yedi gün süre verilmesine karar verilmesi ve takibin talikine karar verilmesiyle yetinilmesi gerekirken, 3. kişi tarafından İİK'nun 97. maddesi kapsamında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı halde, istihkak iddiasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Haciz sırasında bir kısım mahcuzların haczedildiğini, haciz sırasında ise haciz baskısı altında kabul anlamına gelmemek üzere ihtirazi kayıtla haciz tutanağına da geçirilerek ödeme yapıIdığı görüldüğünden, ödenen miktar bakımından istihkak iddiasının mevcut olduğunun kabulü gerektiği-
Davacı 3. kişinin müşterilerine ait olduğunu iddia ettiği kumaş ve iplikler yönünden; yapılan istihkak iddiasının İİK.96/a maddesi uyarınca geçerli olmadığı, davacı 3. kişinin kumaş ve iplikler yönünden istihkak davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, kumaş ve ipliklere yönelik açılan istihkak davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekeceği- Davacı 3. kişinin müşterilerine ait olduğunu iddia ettiği kumaş ve iplikler yönünden; istihkak davası açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle istihkak davasının aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş olup, bu itibarla davanın esasına ilişkin hüküm kurulmadığından, davacı aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunmasının dava şartı olduğu- Mahkemece, asıl takip dosyasının İcra Dairesinden bulunmasının istenmesi, gerekirse taraflardan buna dair tüm belge ve bilgilerin takip ve dava dosyasına sunulmasının istenmesi ve takibin kapanıp kapanmadığının ve neticede davanın konusuz kalıp kalmadığının net ve duraksamaya yer verilmeyecek biçimde saptanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar gözetilmeden davanın esastan incelenerek kabule karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hacze konu yapılmamış mallar yönünden davacı üçüncü kişinin, dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı- Usuli kazanılmış hak müessesesinin bir istisnası maddi hataya dayalı verilen kararlar olduğundan, davacının yanlış makinalar için beyanda bulunmuş olması sebebiyle verilen bozma ilamının davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı- Delil avansı süre geçtikten sonra yatırılsa da, delil avansına dair miktarın ilgili celse açılmadan önce yatırıldığı, süresinden sonra yapılan bu işlemin celse kaybına ve yargılamanın uzamasına da sebebiyet vermediği dikkate alındığında davacının dava ve hacze konu mallarla ilgili delil bildirmekten vazgeçtiğinin kabul edilemeyeceği-