Mahkemece, davacı 3.kişinin talebinin “şikayet” olarak incelendiği ve bu hali ile karara bağlandığı, oysaki HMK'nun 33. maddesindeki ilke ışığında, dava dilekçesindeki anlatımdan ve talep sonucundan, uyuşmazlığın, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü “istihkak iddiasına” ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, bu durumda mahkemece yapılacak işin, borçlu da davaya dahil edilerek takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak tarafların tüm delilleri toplanarak, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Haczin, borçlunun eski faaliyet adresi olan takibe dayanak senette belirtilen adresinde yapılması halinde, mülkiyet karinesinin aksini davacı üçüncü kişinin kesin ve güçlü delillerle ispat etmesi gerektiği- Davacı 3. kişi şirketin dayandığı, her kişi adına düzenlenmesi mümkün olan faturalar mülkiyet karinesinin aksini ispat için yeterli olmadığı, faturaların, borcun doğum tarihinden sonraki tarihli olup, borçlu tarafından 3. kişi adına düzenlenmiş olduğu, aynı zamanda borçlu şirket ile istihkak iddiasında bulunan şirket aynı iş kolunda ticari faaliyette bulunduğu, kuruluş tarihlerinden itibaren incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirket ile davadışı depo hizmeti sunan şirketin bir kısım ortak ve yetkililerinin aynı kişilerden oluştuğu,ayrıca davacı 3.kişi şirketin ortaklarının ,davadışı diğer şirketin yönetim kurulu başkanı, yardımcısı ve ortağı olmaları nedeni ile davacı 3. kişi şirket ve borçlu şirket arasında organik bağ bulunduğu, mahkemece üçüncü kişi açtığ istihkak davasının reddi gerektiği-
İİK. mad. 97/1. maddesinin "Üçüncü şahıs, merci kararının tefhim veya tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinde istihkak davası açmaya mecburdur." hükmü gereğince yedi günlük dava açma süresinin " kararın tefhim ve tebliğinden itibaren başlayacağı, bu itibarla kararın 3.kişiye usulüne uygun olarak tefhim ve tebliğ edilmediği anlaşılmakla; davacı 3. kişi yönünden dava açma süresi başlamadığından işin esasına girilerek, taraf kanıtları toplandıktan sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde süreden ret kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, tarafların iddia ve savunmaları kapsamında konusunda uzman bilirkişilerden oluşacak üç kişilik bilirkişi heyeti ile mahallinde keşif yapılarak, dava konusu mahcuzlar ile davacının dayandığı Finansal Kiralama Sözleşmesi ve ekinde bulunan faturadaki makinaların seri numaraları dahil tüm ayırt edici unsurları karşılaştırılarak, hacze konu makineler ile Finansal Kiralama Sözleşmesinin konusu olan makinaların aynı makineler olup olmadığının belirlenmesi, bu kapsamda hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı ile borçlunun aynı iş kolunda faaliyette bulunduklarının, davacı 3. kişi şirketin kuruluş tarihinin takip tarihinden dahi sonra olduğunun, mahcuzlarla ilgili sunulan faturaların da borcun doğumundan ve takipten sonraki tarihlere isabet ettiğinin görüldüğü, her ne kadar davacı 3. kişinin, borçlu ile bir bağlantısı bulunmadığını iddia etmiş olsa da, haciz mahallinde borçluya ait evrakın bulunmasını gerçekçi ve samimi bir şekilde izah edemediği, tüm bu bilgiler ışığında, davacı 3. kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının gösterdiği tüm deliller toplanarak, davacı 3. kişinin dava dilekçesinde göstermiş olduğu hukuk ve ceza dava dosyalarının içeriği incelenerek ve akıbetleri araştırılarak davacı 3. kişi ile davalı borçlu arasında süregelen bir nizanın bulunup bulunmadığı belirlenip, bu halin eldeki davaya etkisinin ne ölçüde olduğu araştırılarak, davalı borçlunun dava konusu haciz yapılırken haciz mahallinde bulunma sebebi de irdelenerek, oluşacak sonucun dosyadaki tüm delillerle birlikte değerlendirilmesi gerekirken, dava dilekçesinin deliller bölümününde belirtilen hukuk ve ceza dava dosyaları ile savcılık soruşturma dosyaları getirtilip incelenmeden, akıbetleri ve içerikleri hakkında gerekli araştırmalar yapılmadan eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Tebligatla ilgili gerekliliğin yerine getirilmemesinin, davalının davaya karşı cevap verme, delil bildirme ve bunların toplanmasını isteme gibi, "adil yargılanma hakkı" kapsamındaki "hukuki dinlenilme" hakkının (HMK.m.27) ihlali sonucunu doğruracağı, o halde, davalıya HMK'nun 122.vd. maddelerinde gösterilen usul uygulanarak dava dilekçesi tebliğ edilerek davaya ilişkin savunmasının alınması, göstereceği olası deliller toplanarak yargılamaya devam edilmesi gerekeceği- Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesinin mahkeme hakimine ait olduğu, bu ilke ışığında, dava dilekçesindeki anlatımdan ve talep sonucundan, uyuşmazlığın, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak ileri sürdüğü istihkak iddiasına ilişkin olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece yapılacak işin, borçlu da davaya dahil edilerek takip miktarı veya mahcuzun değerinden hangisi az ise, o değer üzerinden nispi harç alınarak ve bu şekilde noksan harç tamamlattırılarak tarafların tüm delilleri toplanarak, duruşma da açılmak suretiyle, çekişmenin istihkak davası prosedürüne göre çözümlenerek sonucuna göre bir karar vermek olması gerekeceği-
Davacı 3. kişinin talebi istihkak iddiasına yönelik iken mahkemece dava dışı borçlunun talebine istinaden İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca icra müdürlüğünün dosyasında takibin geri bırakılması gerektiğine ilişkin yazılı gerekçe ile hüküm kısmında davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmekle, kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulduğu, kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu uyumsuzluğun mahkemelere olan güveni sarstığı-
Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunmasının bozma nedeni sayılacağı-
Dava dilekçesinin içeriği ve ekinde sunulan belgelerde sayılan menkuller dikkate alındığında, davacının haczedilen menkullerden plywood kalıbına ilişkin istihkak iddiasında bulunmadığının ve anılan menkulü dava konusu yapmadığının görüldüğü, buna rağmen mahkemece, haciz tutanağında yer alan tüm menkuller yönünden istihkak davası açıldığı kabul edilerek, plywood kalıbı yönünden davanın reddine karar verilmesinin ve bu doğrultuda davacı aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı-