Alacağın temliki sözleşmesinde belirtilen Rehnin Paraya Çevrilmesi Yoluyla yapılan takip dosyası ve bu dosyayla bağlantılı satış dosyası getirtilerek davacı tarafından, 2. kez satışa çıkartıldığı iddia edilen malların konserve fabrikasının bütünleyici parçası veya eklentisi olup olmadığı konusunda Türk Medeni Kanunu'nun bütünleyici parçayı (mütemmim cüz) düzenleyen 684. maddesi, eklentiyi (teferruat) düzenleyen 686. ve 687. maddelerindeki hükümleri de dikkate alınmak suretiyle makina mühendisi, inşaat mühendisi ve hukukçu (bütünleyici parça- eklenti arasındaki farklar konusunda bilgi ve ehliyet sahibi) bilirkişiden oluşacak bilirkişi heyetinden hüküm kurmaya ve denetime elverişli rapor alınması, bundan sonra dosyadaki diğer bilgi ve belgeler de dikkate alınarak uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme neticesinde yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Usulüne uygun istihkak iddiasının kaldırılmasına ilişkin dava bulunmadığı halde icra hukuk mahkemesince icra takibinin devamı hakkında karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verilmesinin isabetli görülmediği-
Borçlu ve 3. kişi şirketlerin ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtları getirtilerek taraflar arasındaki organik bağın araştırılması, 3.kişi şirketin mahcuzlara ilişkin sunduğu faturaların mahcuzlarla karşılaştırılması, faturaların şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığının tespiti için (açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) mali müşavir ve hesap uzmanı katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yerel mahkemece tarafların iddia ve savunmaları ve dosyada bulunan tüm deliller dikkate alınarak, dava konusu haciz tutanağı incelenmek suretiyle davaya konu menkullerle ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Davacı vekilinin dava dilekçesinde delil olarak ileri sürdüğü faturaların dip koçanları ile davacı üçüncü kişinin ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerin getirtilerek makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen makinaların davacının dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın davacının ticari defterlerine işlenip işlenmediği, işlenmişse bu defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak açıklığa kavuşturulması, öte yandan davalı alacaklı tarafça,davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında akrabalık ilişkisi olduğu iddia edildiğine ve cevap dilekçesinde delil olarak nüfus kaydına da dayanıldığına göre, davalı üçüncü kişi ile borçlunun nüfus kayıt örnekleri getirtilerek davalı alacaklının iddiasının gerçekliğinin incelenmesi bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesinin doğru olmadığı-
İstihkak davasının konusuz kaldığının kabulünün gerekeceği- Konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama gideri ile vekalet ücretinin 6100 sayılı HMK mad. 331/1 uyarınca davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre takdir edilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esası hakkında karar verilmesinin doğru olmadığı-
Taşınır malın mülkiyetinin devrini öngören mülkiyeti saklı tutma sözleşmesinin TMK. mad. 764 gereğince, noterde resmi şekilde yapılmasının ve alıcının yerleşim yeri noterliğinin özel siciline tescilinin gerektiği- Mülkiyeti muhafaza sözleşmesinin genel olarak, alıcıya teslim edilmiş olmasına rağmen, satılan şeyin mülkiyetini, belli bir şartın gerçekleşmesine kadar alıcıda saklı tutan bir sözleşme türü olduğu ve taşınırlarda mülkiyetin intikalinin teslimle gerçekleşeceği kuralının bir istisnası olduğu- Mülkiyeti muhafaza kaydı ile alınan aracın trafik kaydına, alıcının alacaklısı tarafından haciz konulması halinde, satıcının istihkak iddiasında bulunma hakkı olduğu-
Alacaklının haczedilen taşınır malın satışını altı ay içerisinde istemek zorunda olduğu, aksi halde İİK. mad. 110 uyarınca taşınır mal üzerindeki haczin kendiliğinden düşeceği- Haczedilen mal hakkında İİK. mad. 97/8 gereğince istihkak davası açılır ise, satış isteme süresinin işlemeyeceği- Süresi içinde istihkak davası açılmış olduğundan, hacizlerin halen geçerli olup, işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Yargıtay’ın istikrar kazanan uygulamasına göre borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi, işin esasına etki etmeyecekse, davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı-Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması, tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği- Dava konusu kule vinçle ilgili davacı banka ile takip borçlusu arasında yapılan finansal kiralama sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilip getirilmediği ve bu doğrultuda mülkiyetin halen hangi tarafta bulunduğunun belirlenmesi amacıyla, davacı bankaya müzekkere yazılmışsa da buna dair müzekkere cevabı beklenmeden dosya karara bağlanmış olduğu ancak bu konuda yazılan müzekkerenin cevabının beklenmesi, gerekirse tekit edilmesi ve mülkiyetin halen hangi tarafta bulunduğunun ayrıca değerlendirilmesi de gerekeceği-
Davalı alacaklı vekilinin duruşma sırasında dosya borcunu asıl borçludan tahsil ettiğini haczin kaldırıldığı, dosyanın konusuz kaldığını beyan etmesine rağmen bu hususun araştırılmadığı öncelikle bu konu araştırılarak ödeme nedeniyle haczin kaldırıldığının anlaşılması halinde yargılama giderinin, bu arada avukatlık ücretinin alacak miktarı ile haczedilen taşınır malın değerinden hangisi az ise onun üzerinden nispi olarak, davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmek üzere konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerektiği-