Takip dayanağı ilamda asıl alacak için hükmedilen faizin türü belirtilmediğinden, mahkemece alacaklara yasal faiz uygulanacağının kabulü ile icra emrinde talep edilen faiz miktarı denetlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Her ne kadar usul ekonomisi gereği bozma sonrası ilama göre yeni bir hesaplama için bozma yapılması gerekse de, bozma sonrası ilama göre takip dosyası içerisinde yeni bir icra emrinin olmadığı ve alacaklının temyiz dilekçesinde ilk ilamın hukuken geçerliliğini yitirdiğini, 13.01.2015 tarihinde yeni bir karar verildiğini belirttiği görülmekte bozma öncesi ilama yönelik şikayetin konusu kalmadığından, vekalet ücreti ve yargılama giderleri konusunda haklılık durumunun değerlendirilmesi için hükmün bozulması gerektiği-
Takip kesinleşmeden ihtiyati haciz aşamasında satış ve paranın ödenmesi aşaması bulunmadığından dosyaya giren para alacaklıya ödenmeyeceği- İcra müdürünün, ihtiyati haciz sırasında tahsil edilen paranın alacaklısına ödenmesine ilişkin kararı usule aykırı olduğu, borçlunun bu işlemin eski hale iadesi talebi yerinde olduğu- Borçlunun mehil talebine yönelik başvurularının kabulü yönünde işlem yapılması gerekirken icra müdürlüğünce taleplerin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
İlamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği- Takip dayanağı ilamda faize hükmedilmemiş olduğundan, mahkemece, ilk karar tarihinden başlamak üzere, bozma sonrası hüküm altına alınan .... Euro üzerinden 3095 s. K. mad. 4/a maddesi gereğince faiz oranı bilirkişiye hesaplattırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
TBK.nun 100. maddesine göre yapılan ödemelerin yapıldıkları tarih itibarıyla öncelikle faiz ve masraflardan düşülerek bakiye alacak belirlenmek suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken taleple bağlılık ilkesini de aşarak karar verilmesinin doğru olmadığı-
E. hükmü içermeyen "tespite” ilişkin ilamların icra takibine konu edilemeyeceği, ancak, kesinleşmeleri halinde bu ilamlardaki vekalet ücreti ve yargılama giderine dayalı likit miktarların icra yolu ile infazının mümkün olduğu- Takibe dayanak yapılan işe iade ilamında, likit bir miktarın ödenmesi yönünde eda hükmü oluşturulmamış olup bu ilamın kesinleşmesi halinde yargılama giderleri ve vekalet ücreti kalemlerin istenebilmesi dışında icra yolu ile infazının da mümkün olmadığı-
5502 sayılı Yasa'da, 6552 sayılı Yasa ile değişiklik yapılmadan önce icra takibi başlatılması ve anılan Yasa'nın yürürlük tarihinden sonra verilen bozma kararı üzerine örnek 4-5 icra emrinin tebliğ edilmesi durumunda, idareye başvuru yapılmadığından icra takibin iptaline karar verilmesi isabetsiz olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı HMK’nın 359. maddesi çerçevesinde değerlendirildiğinde; tarafların iddia ve savunmalarının özeti,ilk derece mahkemesi kararının özeti, ileri sürülen istinaf sebepleri ,taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerinin belirtilmemesinin emredici nitelikteki HMK’nın 359. maddesine aykırı olduğu-
Kal'e (yıkıma) ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceği- Diğer taşınmazın şikayetçi tarafından kullanıldığı belirtilerek ecrimisile hükmedilmişse de, bu haliyle birleşen davaların birbirleri ile irtibatı bulunduğundan verilen bu kararın da kesinleşmeden icra edilemeyeceğinin kabulü gerektiği-
İlama ilişkin yargılamada mülkiyet iddiası bulunmadığından taşınmazın aynının ihtilaflı olmadığı, mahkemece sicilde değişiklik oluşturacak bir karar verilmediği, bu nedenle ilamın icrası için kesinleşme şartının bulunmadığının kabulü gerekeceği-