Mahkemece faiz alacağı itirazının incelenmesi noktasında itiraz konusu sadece faize itiraz olduğundan asıl alacak yönünden net brüt çevrilmesi yapıldıktan sonra faiz hesabı yapılması doğru ise de asıl alacağa yönelik şikayet olmadığı halde bu yönde de karar verilmesinin doğru olmadığı- Taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verilmesi, her iki tarafın bildirdiği tüm bankalardan faiz oranları getirtilerek bilirkişi raporu alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken alacaklı vekilinin bildirdiği bankalar sorulmadan eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Sayıştay kararlarının ilam niteliğinde olduğu, takip dayanağı 1310 sayılı Sayıştay ilamında hükmün koşula bağlı olmayıp, likit bir alacağın borçlulardan ortaklaşa ve zincirleme tazminen tahsiline ilişkin olduğu, yapılan takipte yasaya uymayan bir yönün bulunmadığı-
Alacaklının para borcuna veya teminat verilmesine dair ilama dayalı olarak ilamsız icra takibi yapmasının İİK.nun 32. maddesinin amir hükmüne aykırılık teşkil edeceği ve dürüstlük kuralı ile de bağdaşmayacağından hukuk düzeni tarafından korunamayacağı- İlama dayalı ilamsız takibe geçilmesi ve borçlunun yapabileceği itiraz üzerine yeniden itirazın kaldırılması ya da iptali amacıyla mahkemeye başvurulması ve bu şekilde Devletin yargı organlarının gereksiz şekilde meşgul edilmesi de kabul edilemeyeceği-
Mahkemece, ilam ve 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi nazara alınarak, Devlet Bankalarının takip konusu yabancı paraya fiilen uyguladığı en yüksek faiz oranlarının, ilgili bankalar genel müdürlüklerinden sorularak tespiti ile bu oranlar esas alınarak yapılacak faiz hesabı ile sonuca gidilmesi gerekirken, bilirkişinin TCMB' nin Türkiye Barolar Birliği'ne yönelik yazdığı ve azami mevduat faiz oranları başlıklı yazı ekindeki faiz oranlarına göre yaptığı hesaplama ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece ilamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu nazara alınarak takip konusu ilamda, yasal faize hükmedildiğinden tecil faizi talep edilemeyeceği gerekçesiyle bu yöne ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, taraflardan banka isimlerinin sorulduğu, bildirilen bankalardan en yüksek mevduat faiz oranının sorulduğu ve bilirkişi raporunun alındığı, alacaklı vekilince işbu dava dosyasına bildirilen adı geçen banka faiz oranları ile farklı dosyalara bildirilen adı geçen banka faiz oranlarının farklı olduğu açıklanarak ve diğer dava dosyalarına verilen cevaplar da eklenerek rapora itiraz edilmiş ve bu çelişkinin sebebinin sorulması talep edilmiş ise de bu talep karşılanmadan çelişki giderilmeden karar verildiğinden, mahkemece adı geçen bankanın fiilen uyguladığı mevduat faiz oranlarının ilgili bankanın genel müdürlüğünden sorularak, faiz oranları arasındaki çelişkinin giderilmesi faiz oranları getirtilerek bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekeceği-
Mahkemece takip talebinde ve icra emrinde faiz başlangıç tarihleri ve faiz oranı açıkça yazılı olduğundan ve icra emri ilama uygun düzenlendiğinden şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde borçlu tarafa fazladan masraf yükletilmesine neden olunması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- İlam bir bütün olmasına rağmen yasal ve geçerli bir neden olmaksızın alacaklının iki ayrı takip başlatmak suretiyle dürüstlük kuralına uymadığı, borçlunun zarara uğramasına neden olduğu anlaşıldığından, borçlunun şikayetinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak yapılan Vergi Mahkemesi ilamının, dava konusu işlemin iptaline ilişkin olup, hüküm fıkrasında iptal edilen işlemle ilgili likit bir alacak hükmü içermediği, bu hali ile ilamın, yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında asıl alacak için ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği, İcra Mahkemesince takibin yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında kalan talepler yönünden iptaline karar verilmesi gerekirken takibin tümden iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Artırılan aylık nafaka miktarı, ilam karar tarihinde doğmuş olup, borçlu tarafından nafaka artırım karar tarihinden önce fazla ödendiği belirtilen tutarların artırılan nafaka miktarına mahsup edilemeyeceği, zira bu durumun mahkemenin de kabulünde olduğu, ancak, artırım kararından önceki aylık nafaka alacağı için borçlu tarafça yapılmış nafaka ödemesi varsa bu ödemelerin mahsubunun gerekeceği-