Borçlu hakkında aile mahkemesince nafakaya hükmedilen karar tarihinden sonra yapılan ödemelerde, hükmolunan aylık nafaka miktarı ve bu miktarın katları şeklinde ödemeler görünüyor ise, ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olarak yapıldığının kabulü gerektiği-
Takip dayanağı yerel mahkeme ilamının, iş kazasından kaynaklanan haksız fiil sebebiyle açılan maddi ve manevi tazminat davasına ilişkin olup, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmadığı, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkilediği anlaşıldığından anılan ilâmın kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün olduğu-
Takibe konu alacaklara brüt üzerinden hükmedildiği, takip başlatılırken de nete çevrilmediği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda brüt alacaklar üzerinden yasal kesintiler yapılarak nete çevrildiği, net miktarlar üzerinden faiz hesaplandığı anlaşıldığından, mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda, ilamdaki alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek nete dönüştürülen asıl alacak miktarları ve bu miktarlar üzerinden hesaplanan işlemiş faizler yönünden takibin devamına ve fazla talep edilen kısımların iptaline karar verilmesi gerekeceği-
05.02.2016 tarihli icra emrinde, icra hukuk mahkemesinin ilamında hükmedilen icra inkar tazminatı yerine, alacağın tamamını talep ettiği anlaşılmış olup, şikayet tarihinden sonra, 12.02.2016 tarihinde ilama uygun yeni bir icra emri düzenlenmiş olması borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesini gerektirmeyeceği, o halde, mahkemece, borçlunun şikayetinin kısmen kabulü ile şikayete konu 05.02.2016 tarihli icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiasının ilama aykırılık şikayeti olup kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
İki davalının bulunduğu takibe dayanak ilamda alacak miktarı yönünden müştereken ve müteselsilen sorumluluk belirlendiği, faiz başlangıç tarihleri ve miktarları için davalılar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulduğu anlaşıldığından, şikayetçi borçlunun asıl alacağın tamamından sorumlu olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
Takibe dayanak ilamda, alacaklının Büyükeceli Belediye Başkanlığı çalışanı olduğu ve halen MESKİ bünyesinde çalıştığı, 6360 sayılı Yasa'nın geçici 1/d maddesinin ise, ihtiyaç fazlası olarak nakledilen personele ilişkin olup, ilgili alacaklının nakledilmediği anlaşıldığından, alacaklı işçinin yaptığı işlerin komisyon kararı gereğince MESKİ sorumluluğu kapsamında kaldığı anlaşılmakla, mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlular vekilinin de hazır olduğu celsede verilen (3) nolu ara kararı ile, dosyanın hesap bilirkişisine tevdiine, hesap bilirkişisinin emek ve mesaisine karşılık 150,00 TL ücret takdirine, masrafın yatırılan gider avansından karşılanmasına, gider avansının eksik olan kısmını yatırması için davacı (borçlu) tarafa (2) haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde yatırmaz ise, bu delile dayanmaktan vazgeçtiğinin ihtarına ve daha sonra da eksik delil avansının yatırılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verilmiş ise de, kesin süreye ilişkin ara kararında yatırılması lazım gelen eksik avans miktarının açıkça belirtilmediği görülmekte olup, kesin sürenin sonuç doğurabilmesi için usulünce ve eksiksiz olması gerekeceği, o halde, mahkemece, HMK'nun 324. maddesi kapsamında eksik delil avansının yatırılması için borçlulara usulüne uygun süre verilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu tarafından icra dairesine sunulan itiraz dilekçesinde, kıdem tazminatı için talep edilen %20 faiz oranına da itiraz edildiği halde, mahkemece takipte kıdem tazminatına işleyecek faiz oranı yönünden karar verilmediği görüldüğünden, mahkemece, takipte işleyecek faiz oranı yönünden de değerlendirme yapılarak olumlu ya da olumsuz karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-