HMK. geçici 3. maddesinin atfı ile uygulanması gereken HUMK. mad. 443/4 (HMK. mad. 367/2) hükmünce aile ve şahsın hukuku ile ilgili ilamlar kesinleşmedikçe icra takibine konu edilemeyecekleri, anılan maddede belirtilen hükümlerin, Türk Medeni Kanunu'nun "Kişiler Hukuku" ve "Aile Hukuku" kitaplarında yer alan konulara ilişkin tüm hükümler olmayıp, kişinin doğrudan şahsı ya da ailevi yapısı ile ilgili hukuki durumunda değişiklik yaratan ilamlar ile bu ilamların fer'i niteliğindeki hükümler olduğu, bu nitelikteki kararların kesinleşmeden takibe konulamayacağı yönündeki şikayetlerde kamu düzeni nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği- Takip dayanağı ilamda marka hakkına tecavüzün tespiti ve menine, davalı tarafından markasal olarak kullanılması ve internet üzerinden tanıtım yapmasının engellenmesine ve men'ine, maddi-manevi tazminatların davalıdan alınmasına ve davalı tarafından kullanılan markanın iptaline, TPE kayıtlarından terkin edilmesine karar verildiği haliyle ilamın şahsın hukukuna ilişkin olduğundan kesinleşmeden takip yapılamayacağı yönündeki şikayetin süreye tabi olmaksızın incelenmesi gerekeceği-
İdarenin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekeceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrasının, Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
Şikayet tarihinden sonra dosyaya yapılan ödeme nedeni ile dosyanın infaz olması diğer şikayet nedenlerinin incelenmesine engel olmadığı, bu durumda eldeki dosyanın mükerrer olduğundan söz edilemeyeceğinden, mahkemece borçlunun diğer şikayet nedenleri yönünden inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- İcra Mahkemesinin ilamın hüküm fıkrasının aynen uygulanmasını denetlemekle görevli olup, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile değiştiremeyeceği- Takibe dayanak yapılan Vergi Mahkemesi ilamının dava konusu işlemin iptaline ilişkin olup, hüküm fıkrasında likit bir alacak bulunmadığı ve eda hükmü içermediği haliyle ile ilamın, gerekçe esas alınarak eklentileri olan yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında asıl alacak için ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu- Gerek icra dairesi ve gerekse icra mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı, kural olarak, ilamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği-
Borçlunun alacaklının hesabına ödeme yaptığı gün icra takibinin başlatılmış olması ve alacaklının takipten önce ödemeden haberdar olduğunun ispatlanamamış olması halinde, yatırılan bu paranın iadesi ile alacaklının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği- Kısmi ödemeler, öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceğinden (TBK. mad. 100), takip tarihi itibari ile dosya hesabı yapılması gerektiği-
Borçlu takibe konu borcun takip tarihinden önce alacaklılar adına açılan banka hesabına yatırıldığını belirterek buna ilişkin banka dekontlarını dosyaya ibraz etmiş olup sunulan dekontlarda dosya numarasının yanlış yazılmış olmasının maddi hataya müstenit olup Mahkemesinden alınacak bir müzekkere ile düzeltilerek paranın tahsili mümkün olup borçlu aleyhine takip başlatılmasının yanlış olduğu gözetilerek takibin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmaza hangi tarihte el atıldığı kesin olarak belirlenmesi, 04.11.1983 tarihinden önce el atıldığının tespiti halinde icra harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerektiğinin, el atmanın 04.11.1983 tarihinden sonra olduğunun belirlenmesi halinde ise harç ve vekalet ücretinin nispi olarak hesaplanması gerektiğinin düşünülmesi gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan Vergi Mahkemesi ilamı, dava konusu işlemin iptaline ilişkin olup, hüküm fıkrasının likit bir alacak ve eda hükmü içermediği, bu hali ile ilamın, gerekçe esas alınarak eklentileri olan yargılama gideri ve vekalet ücreti dışında asıl alacak için ilamlı icra takibine konu edilemeyeceği-