İlama istinaden yapılan takipte velayeti anneye verilen müşterek çocuk alacaklı sıfatı ile ilam gereği birikmiş iştirak nafakası talebinde bulunmuş olup iştirak nafakası alacaklısı velayet hakkı kendisine verilen eş olup reşit olan müşterek çocuğun birikmiş iştirak nafakası alacağını takibe koyma hakkı ve sıfatının bulunmadığı anlaşıldığından, mahkemece taleple bağlı kalınarak takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlunun şikayetinde takip konusu ilamda hükmedilen alacakların nete çevrilerek takip yapılabileceği yönünden şikayette bulunduğu, kaldı ki, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, kıdem tazminatı ile fazla mesai alacağı brütten nete çevrilerek hesaplama yapıldığı, o halde mahkemece, bu yöndeki istemin kabulü ile hesaplanan net miktarlar üzerinden icra emrinin düzeltilmesi gerekeceği-
2577 sayılı Yasa'nın 1. maddesi uyarınca; “Danıştay, Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin görevine giren uyuşmazlıkların çözümü, bu Kanun'da gösterilen usullere tabi ...” olup, bu nedenle İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 28/2. maddesindeki değişikliğin adli yargı mahkemeleri tarafından verilen ilamların infazında uygulanma olanağının olmadığı-
Takibe dayanak ilamda takip alacaklısının çalışmayan sistemi borçluya iadesinin belirtildiği, alacaklının anılan sistemi borçluya iade etmeden veya iadesini teklif etmeden ilamlı icra takibi başlattığı görüldüğünden, icra emrinin tamamının iptali gerekmekte ise de borçlunun icra emrinde belirtilen miktarın 9.830,77 TL'lik kısmı yönünden takibin devamını talep ettiğinden, talepten fazlaya hükmedileyemeceğinden icra emrinin bu miktarı aşan kısmı yönünden iptali gerekeceği-
Vekille takip edilen işlerde vekile tebligatın zorunlu olduğu- İcra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için, cezaların şahsiliği kuralı gereğince, icra emrinin borçlunun vekiline değil, kendisine tebliğ edilmesi gerektiği- İcra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, takibin kesinleştirilmesi için takip talebine ve ilama uygun icra emrinin borçlunun ilamda yazılı olan vekiline tebliği gerektiği, mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
Takip dayanağı ilamın hüküm kısmının 1 nolu bendinde; ‘...takdiren 30.000 USD maddi tazminatın ödeme tarihindeki kur üzerinden işletilecek avans faizi ile yine takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine,..’ şeklinde hüküm kurulduğu görüldüğünden, mahkemece; 30.000 USD alacağının ödeme tarihindeki kur bedeli üzerinden avans faiz oranının tesbit edilerek dava tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarı bilirkişi marifeti ile belirlenip oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla faiz talep edildiği yönündeki iddiasının ilama aykırılık şikayeti olup bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği-
Mahkemece şikayetin niteliği gözetilip, taraflardan banka isimleri sorulup, her iki tarafın da bildirdiği tüm bankalardan fiilen uyguladıkları mevduat faiz ve işletme kredisi faiz oranları getirtilerek en yüksek mevduat faiz oranı ve işletme kredisi faiz oranları tespit edilerek, brüt alacaklar da nete çevrilerek (ilamda taşıt yardımının net olarak hükmedildiği gözetilmek suretiyle) gerektiğinde yeni bir bilirkişiden rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu, diğer bir anlatımla, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, o nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince, ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği-