Takibe dayanak ilamda davacı boşanma davası açılması sebebi ile ayrı yaşama hakkına dayanmamış, boşanma davasından önce haklı sebeplerle ayrı yaşama hakkına dayanarak tedbir nafakası isteminde bulunmuş olup TMK. mad. 197 uyarınca ayrı yaşamakta haklılık nedeninden kaynaklanan bağımsız tedbir nafakası davası kabul edilerek tedbir nafakasına hükmedildiği ve bu ilam TMK. mad. 169 gereğince verilmiş tedbir niteliği taşımadığı için anılan ilamdaki tedbir nafakasının boşanma ilamının kesinleşmesi ile yoksulluk nafakasına dönüşmesinin de söz konusu olmadığı- Bu nafakanın hüküm altına alınmasından sonra, boşanma ilamının kesinleşmesinin ise tedbir nafakasına ilişkin anılan ilamı bertaraf etmeyeceği- Mahkemece, TMK. mad. 197 gereğince, ayrı yaşamakta haklılık nedenine dayanan tedbir nafakasının süresiz olduğu gözetilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İdare'nin kamulaştırmasız el atma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olup olmadığı konusunda belge ve bilgi bulunmamakta ise el atma eyleminin 1983 sonrası olduğunun kabulü gerekeceği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamda alacaklara brüt miktar üzerinden hükmedildiği ve yine bu brüt miktarlar üzerinden takip yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece taraflara banka ismi bildirmeleri için süre verilmesi, her iki tarafın da bildirdiği bankalardan faiz oranları getirtilerek, bilirkişiden ilamdaki alacak miktarlarından yasal kesintiler düşülerek, nete dönüştürüldükten sonra bulunacak net alacak miktarı üzerinden faiz hesabının yapıldığı bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre icra emrinin düzeltimesi gerekeceği-
İcra hukuk mahkemesinin dosyasından farklı olan takip dayanağı ilama ait dava dosyasından da istifa ettiğine dair istifa dilekçesi dosyaya sunulmadığına göre bu vekil tarafından HMK'nun 73/1. maddesi kapsamında hükmün yerine getirilmesi amacıyla ilamın icrası için takip yapılabileceğinden şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklının bakiye alacağının olduğunun bildirilmesine ve şikayet yoluna başvurarak bakiye alacağının olduğunu iddia eden başvuru sahibi alacaklı olmasına rağmen, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle toplam borç miktarının icra müdürlüğünce yapılan kapak hesabından fazla olduğu ancak talebe bağlı kalınarak şikayetin reddine karar verildiği şeklinde hüküm kurulduğu görüldüğünden; şikayet edenin alacaklı olduğu nazara alınarak ve hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre bakiye alacağın bulunduğu gözetilerek şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, borçlunun faize ilişkin şikayeti incelenmeksizin, takip talebinde T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen en yüksek faiz oranının talep edilmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bu durumda mahkemece, devlet bankalarının Euro cinsinden mevduata uygulanan 1 yıl vadeli faiz oranları celp edilmek suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak hüküm kurulması gerekeceği-
Takibe dayanak ilamda, "üyelik ve dayanışma aidatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredi faizi ile birlikte davalıdan alınmasına" karar verildiği, bu alacaklar yönünden ilamda temerrüt tarihleri açıkça gösterildiğinden belirlenen bu ödeme tarihleri başlangıç alınarak birer yıllık devrelerin belirlenmesi ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları oranlar esas alınarak hesap yapılması gerekeceği-
15.11.2011 Karar tarihli takip konusu ilamda; İdare'nin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından elatma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olduğunun kabulü gerekeceği, olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
İcra takibinin dayanağı olan yerel mahkemenin ilamı ile, "İşverence yapılan feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın davacının kıdemi ve fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının beş aylık brüt tutar olarak tespitine, davacının işe iade için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer hakları olduğunun tespitine.." şeklinde karar verildiği, görüldüğü üzere bahsi geçen alacaklarla ilgili olarak açık ve net, belirli bir miktar söz konusu olmayıp ilam bu haliyle likit bir alacağın tahsiline dair eda hükmünü içermediğinden ilamlı takibe konu edilmesinin mümkün olmadığı-
İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından tüm alacak kalemlerinin takip tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsili talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun alacak kalemlerine göre takipten sonra işleyecek faiz türü ve oranına ilişkin ilama aykırılık iddiası yönünden, dayanak mahkeme ilamı dikkate alınarak ve gerekirse ek bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-