İcra hukuk mahkemesinin dosyasından farklı olan takip dayanağı ilama ait dava dosyasından da istifa ettiğine dair istifa dilekçesi dosyaya sunulmadığına göre bu vekil tarafından HMK'nun 73/1. maddesi kapsamında hükmün yerine getirilmesi amacıyla ilamın icrası için takip yapılabileceğinden şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile takibin iptaline karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, borçlunun faize ilişkin şikayeti incelenmeksizin, takip talebinde T.C. Merkez Bankası tarafından belirlenen en yüksek faiz oranının talep edilmediği gerekçesiyle istemin reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, bu durumda mahkemece, devlet bankalarının Euro cinsinden mevduata uygulanan 1 yıl vadeli faiz oranları celp edilmek suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak hüküm kurulması gerekeceği-
Takibe dayanak ilamda, "üyelik ve dayanışma aidatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek bankalarca işletme kredilerine uygulanan en yüksek işletme kredi faizi ile birlikte davalıdan alınmasına" karar verildiği, bu alacaklar yönünden ilamda temerrüt tarihleri açıkça gösterildiğinden belirlenen bu ödeme tarihleri başlangıç alınarak birer yıllık devrelerin belirlenmesi ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları oranlar esas alınarak hesap yapılması gerekeceği-
15.11.2011 Karar tarihli takip konusu ilamda; İdare'nin kamulaştırmasız elatma eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi bulunmadığından elatma eyleminin 1983 yılından sonrasına ait olduğunun kabulü gerekeceği, olayda uygulanması gerekli 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 13. fıkrası Anayasa'ya aykırı görülerek 13.11.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmiş olmakla uygulanırlığının kalmadığı, böylece 1983 yılından sonraki el koymaya ilişkin kamulaştırmasız el atma bedellerine ilişkin dava ve takiplerde mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretlerinin maktu hesaplanması söz konusu olmayıp nispi olarak belirlenmesi gerekeceği-
İcra takibinin dayanağı olan yerel mahkemenin ilamı ile, "İşverence yapılan feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine, davacının yasal sürede başvurmasına rağmen işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminatın davacının kıdemi ve fesih sebebi dikkate alınarak takdiren davacının beş aylık brüt tutar olarak tespitine, davacının işe iade için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer hakları olduğunun tespitine.." şeklinde karar verildiği, görüldüğü üzere bahsi geçen alacaklarla ilgili olarak açık ve net, belirli bir miktar söz konusu olmayıp ilam bu haliyle likit bir alacağın tahsiline dair eda hükmünü içermediğinden ilamlı takibe konu edilmesinin mümkün olmadığı-
İcra dosyasının incelenmesinde; alacaklı tarafından tüm alacak kalemlerinin takip tarihinden itibaren uygulanacak en yüksek mevduat faiziyle birlikte tahsili talebinde bulunulduğu anlaşıldığından, mahkemece, borçlunun alacak kalemlerine göre takipten sonra işleyecek faiz türü ve oranına ilişkin ilama aykırılık iddiası yönünden, dayanak mahkeme ilamı dikkate alınarak ve gerekirse ek bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Aynı ilamda yer alan her bir alacak kaleminin ayrı ayrı birden fazla takibe konu edilmesi hususuna yönelik şikayetin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebileceği gibi gerekçe bölümünde hem usul (süre) hem de esastan aynı anda terditli değerlendirme yapılmasının doğru olmadığı- Mahkemece, aynı ilamda yer alan her bir alacak kaleminin ayrı ayrı birden fazla takibe konu edilmesine yönelik şikayetin süreye tabi olmadığı gözetilerek bu talep hakkında ve yine takip tarihi itibariyle bozulmuş kararın takibe konu edilmesine yönelik şikayet hakkında inceleme yapılarak oluşacak sonuca göre olumlu ya da olumsuz ve tereddüte yer vermeyecek şekilde bir karar verilmesi gerekeceği-
İlamın, idare tarafından fazla ödenen kamuşlaştırma bedelinin iadesine ilişkin eda hükmü içeren bir hüküm fıkrası içermediği anlaşıldığından mahkemece takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Askeri Yüksek İdare Mahkemeleri'nin, 1602 sayılı Kanun hükümlerine göre kurulmuş ve yargılama yapan mahkemeler olup, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulune göre yargılama yapan mahkemeler olmadığı, her mahkemenin kendi özel Kanunu'na göre yargılama yapacağı ve karar vereceği, bu nedenle takip konusu Ankara Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi kararının icrasında 2577 sayılı İYUK'nun 28. maddesinin uygulanamayacağı-
Kıdem tazminatı için mahkemece yapılacak işin; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerekeceği-