Borçlunun borçlu olmadığını kanıtlamak için açtığı olumsuz tespit davası sonunda alınan ilamın “davacının, davalı alacaklıya borçlu olmadığını” hükme bağlayan bölümünün bir “tespit ilamı” niteliğinde olduğu, bu nedenle ayrıca takip konusu yapılamayacağı; ancak anılan ilamda borçlu yararına hükmedilen yargılama giderleri ve tazminata ilişkin bölümün ise bir “tahsil (eda) ilamı” niteliğinde olduğundan, bu kısmının ilamlı takibe konu yapılabileceği–
Tarifeye göre hükmedilen avukatlık ücretinin yasal çerçeve içerisinde istenebileceği; genişletici yorum yapılarak avukatlık ücretinin katma değer vergisinin de borçludan istenemeyeceği–
İlamda «kıdem tazminatından doğan faizin davalıdan alınarak davacıya verilmesine...» şeklinde hüküm kurulmuşsa, bu hükümle faiz alacağı kapitale dönüşmüş olacağından, bu alacağa tekrar faiz yürütülemeyeceği–
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
Hüküm bölümünde ‘alacağın davalılardan tahsiline’ ibaresi yazılı olan ancak gerekçe’ kısmında ‘sorumluluğun zincirleme olduğu’ vurgulanmış olan ilamın alacaklı tarafından tüm borçlular hakkında ‘zincirleme sorumluluk koşuluna göre’ talep edilebileceği–
Lehine iştirak nafakası’ hükmedilen çocuğun takip tarihinde 18 yaşını bitirerek ergin duruma gelmesi halinde çocuk adına annenin takipte bulunamayacağı–
«Ana para (kapital) alacağı»na dönüşmüş bir «faiz alacağı» bulunmadıkça, sadece temerrüt faizine «temerrüt faizi» yürütülemeyeceği– İlamda miktarı belirtilerek hükmedilmiş faiz alacağına, ayrıca ilam ya da takip tarihinden itibaren faiz yürütemeyeceği–
İlamda faize ilişkin bir hüküm bulunmaması halinde alacaklının ilk yaptığı takipte karar tarihinden itibaren faiz istememiş olması halinde, faiz için müstakilen ikinci bir (yeni) takip yapamayacağı, buna karşın ilamda faize hükmedilmiş olması ve asıl alacağın ödenmiş olması halinde, alacaklı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olsa dahi BK. 113/II (şimdi; TBK. mad. 131/2) uyarınca yani bir takiple faiz isteyebileceği–