Borçlunun 3.kişilerdeki (bankalardaki) alacağının (mevduatının) menkul hükmünde olduğu, bankadaki mevduatın haczi için “haciz tutanağı” düzenlenmesi için bankaya gidilmesine gerek bulunmadığı, haciz tutanağının icra dairesinde düzenlenip, haczi yapan memur, alacaklı (ve borçlu) tarafından imza edileceği, ayrıca bankaya haciz ihbarnamesi gönderilmesinin, bankadaki mevduatın borçluya ödenmesini önleyen bir muhafaza tedbiri olduğu, haciz yazısını alan bankanın artık borçluya ödeme yapamayacağı; bankadaki mevduatın bulunmaması halinde İİK.nun 89. maddesindeki koşulları taşımayan haciz yazısının İİK.nun 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı ve borç bankanın zimmetinde sayılmayacağı-
İlamda açıkça avukat adına hükmedilmediği sürece, vekalet ücreti avukata ait olsa dahi taraflar lehine hükmedileceğinden, alacaklı vekilinin vekalet ücreti için kendi adına icra takibinde bulunamayacağı–
Takip dayanağı ‘ilam’da hükmedilen alacağın (tedbir nafakasının, inkar tazminatının, maddi/manevi tazminatın, birikmiş nafaka farklarının vs.) ya da ‘ara kararı’ ile hükmedilen birikmiş nafaka alacağının faizinin ne zaman başlayacağının belirtilmemiş olması –yani; ‘faizin başlangıcı’ hakkında ilamda bir hüküm bulunmaması halinde, karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği; ancak hükmün infazı için kesinleşme gereken hallerde faizin, ilamın kesinleşme tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı–
‘Kesinleşmiş kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde’ 17.10.2001 tarihinden itibaren ‘kamu alacaklıları için öngörülen en yüksek faiz’in uygulanması gerekeceği (Anayasa mad. 46/son)–
İlamların infaz edilecek kısmının “hüküm bölümü olduğu”; hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, bu nedenle icra hakiminin, ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı–
İlamda yer alan asıl alacak buna bağlı fer’i alacaklar için tek bir takip yapılabileceği gibi ayrı ayrı da takip yapılmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı–
‘İhtiyati tedbir kararları’, ilam niteliğinde olmadığından borçluya ‘icra emri’ çıkarılarak ilamlı takibe konu yapılamayacağı, HUMK’nun 106. (şimdi; HMK.'nun 393/2.) maddesi gereğince tayin edilen memur tarafından infaz edilebileceği–
Alacaklı lehine ‘eda hükmü’ içermeyen ilamların alacaklı tarafından takip konusu yapılamayacağı-