HMK'nın 27/2-c maddesi uyarınca mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafın tapu iptal ve tescil, mümkün olmazsa tazminat istemi şeklindeki terditli tazminat isteminin, sözleşmenin tasfiyesine yönelik bir istem olduğu kabul edilerek inceleme yapılması, delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tapu iptal ve tescil istekli davada dava açma iradesinin iktisabın kötüniyete dayalı olduğu iddiasını da taşıdığı ve kötüniyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle de yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceği- Taşınmaz kaydında birden çok haciz şerhi ve ihtiyati tedbir şerhinin bulunduğu, her ne kadar taşınmaz birden çok el değiştirmiş ise de; tüm alıcılar ve davalının şerhleri görerek edinmesi, ayrıca çekişme konusu bağımsız bölümün yer aldığı site 46 adet villadan oluşmakta olup, bu yerle ilgili pek çok hukuki ihtilaf olması, bunlarla ilgili bir kısım haberlerin basına da yansıması karşısında çok büyük olmayan ilçede dava konusu taşınmazın ihtilaflı olduğunun bilinmemesinin hayatın olağan akışına ters düştüğü, dolayısıyla davalının iktisabının iyiniyetli olmadığı sonucuna ulaşılacağı-
Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma hâlleri ile kanunda öngörülen diğer hâllerde, mülkiyetin tescilden önce kazanıldığı; ancak, bu hâllerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesinin, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olduğu-
Tapu iptal ve tescil istekli davada dava açma iradesinin iktisabın kötüniyete dayalı olduğu ididasını da taşıdığı ve kötüniyet iddiasının hukuki mahiyeti itibariyle itiraz niteliğinde bulunduğu ve bu nedenle de yargılama sona erinceye kadar iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmadan her zaman ileri sürülebileceği- Taşınmaz ile ilgili pek çok hukuki ihtilaf bulunduğu, bunlarla ilgili bir kısım haberlerin basına da yansıdığı gözetildiğinde, çok büyük olmayan ilçede dava konusu taşınmazın ihtilaflı olduğunun bilinmemesinin hayatın olağan akışına ters düştüğü, dolayısıyla davalının iktisabının iyiniyetli olmadığı- İhale sonucunda taşınmaz mülkiyetinin davacıya geçtiği-
Mahkemece kooperatifin defter, kayıt ve belgeleri incelenip, davacının dava tarihi itibariyle borcu olup olmadığı, varsa miktarı belirlendikten sonra, borçlu olduğunun belirlenmesi durumunda, bu miktarın ve normal bir ortağın ödemelerinin dava tarihi itibariyle güncel değerinin tespiti suretiyle davacının isteyebileceği tazminat miktarının hesaplanması, hiç borcun bulunmadığının belirlenmesi durumunda ise, şimdiki gibi konutun rayiç değerini talep edebileceğinin kabulü gerekeceği-
Davacıların vazgeçme beyanları nedeniyle, beyanlarının alınarak, feragat mi, vazgeçme mi olduğunun değerlendirilerek, vazgeçmesi ile ilgili tarafların beyanlarının alınarak karar vermek gerekeceği-
Haciz tarihinde takipte taraf olmayan üçüncü kişi adına kayıtlı olan taşınmazın borçlunun borcu için haczedilemeyeceği- Tapuya tescil işlemi gerçekleşmediği halde tapu iptali ve tescil ilamının kesinleşmesi ile mülkiyet hakkının kazanılacağında, bu tarihten sonra eski malikin borcundan dolayı konulan haczin kaldırılması gerektiği-
Davacılar vekili, dava dilekçesinde arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca yükleniciye avans niteliğinde verilen ve yüklenici tarafından diğer davalılara devir edilen arsa paylarının tapusunun iptali ile tescilinin yanı sıra tapu kayıtları üzerine yüklenicinin borcu nedeniyle konulan haciz, tedbir, ipotek ve her türlü takyidatın da kaldırılmasını istemiş, mahkemece anılan istemin kabulüne karar verildiği ancak; karar sonrası dosya kapsamına alınan tapu kayıtlarına göre tapusu iptal edilen taşınmazlarda eldeki davada konulan tedbir dışında takyidat görünmemesinden, tapu kayıtları üzerinde yüklenici veya davalıların borcu nedeniyle konulmuş bir takyidat bulunup bulunmadığı belirlenerek bulunmaması halinde anılan istemin reddine karar verilmeli, takyidatın bulunduğunun anlaşılması halinde ise lehine takyidat bulunan kişilerin de davada taraf olması gerektiğinden bu eksikliğin giderilerek bir karar verilmesi gerektiği- 
Taşınmazlardaki çekişmeli paylar cebri satışa konu edildiği, pay ve paydaş adedinin arttırıldığından söz edilemeyeceği-