Tapu tahsis belgesinin bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesi olduğu-
Davacılar dışında başka mirasçılar bulunduğunun tespiti halinde; iştirak halinde mülkiyette davanın tüm mirasçılar tarafından açılması ya da terekeye temsilci tayini kararı sunulması ve yine davayı açan vasiye vesayet makamınca verilmiş dava açmaya izin kararının sunulmasının temini gerekeceği- 1163 s. Kooperatifler Kanun'unda, kooperatif üyelerine mülkiyetin, kur'a çekimi ile geçeceğine dair bir düzenleme olmadığı gibi, TMK'nın 705. maddesinde öngörülen diğer istisnai hallerin (tescilsiz iktisap) de bulunmaması karşısında, konut yapı kooperatiflerinde kur'a çekimi ile mülkiyetin koopetarif üyesine tescilsiz geçeceğinin kabul edilemeyeceği- Kendisine konut tahsis edilemeyen ortağın (murisin) tazminat istemine ilişkin davada; murisin mirasçıları tarafından davalının genel kurula dayalı olduğu savunulan borçların ödenmesi halinde davalının haczi kaldırtması ve tapuyu mirasçılara vermesi mümkün ise, bu husus beklenilmeden açılan davanın erken olduğu; şayet aynı statüde olan diğer üyelere borca rağmen davalı tarafından tapularının bu dava tarihinden önce verildiğinin tespiti halinde de mirasçıların eşitlik ilkesi uyarınca davalıdan tapu iptali ve tescil isteyebileceklerinden bu hususun belirlenmesi halinde davanın erken açılmış olmayacağı; şayet davacılar murisi adına tahsisli olan ancak tahsis hakkı ortağa mülkiyet hakkı vermediğinden davalı kooperatifin mülkiyetinde olan konutun tapusunun salt mirasçıların davalıya olan borcundan dolayı verilemediğinin tespiti halinde bu aşamadan önce bu davanın açılması halinde, tazminat isteme koşulları henüz oluşmadan önce açılan bu davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddi gerekeceği-
Davacıların, tapu kayıtlarının, satın alınan taşınmazlar bakımından tamamının, muristen intikal edenlerin ise miras payı oranında iptal edilerek davacı adına kayıt ve tesciline karar verilmesini istediği davada, dava konusu taşınmazlar yüzölçümü ve vasfı aynı kalmak üzere, mirasbırakana ait mirasçılık belgesinde belirtilen paylar oranında mirasçı olan davacı ve davalı adına iştirak halinde kayıt ve tesciline karar verilerek taşınmazda hisse oranları açıkta kalacak şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı-
Muristen intikal, kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayanan tapu iptali ve tescil davasında, taşınmazın tapu kaydının, davacıların veya murislerinin taraf olmadığı mahkeme kararı ile oluşturulmasının, davacıların süresi içinde açtıkları tesbit öncesi kazanma süresi ve koşullarının incelenmesine engel olmayacağı ve davacı tarafın davasını ispatladığı takdirde mülkiyeti kazanma imkanı bulunduğundan, mahkemece toplanan tüm taraf delilleri ve hükmen tescile esas Kadastro Mahkemesindeki delilleri ile birlikte değerlendirilerek sonucuna göre işin esası ile ilgili olumlu olumsuz bir hüküm kurulması gerekeceği-
Mirasçılar arasında açılıp yürüyen bir davada, bir mirasçının diğer mirasçıya karşı her zaman miras payı oranında iptal ve tescil isteğinde bulunabileceği-
Anlaşmalı boşanmaya ilişkin mahkeme kararında tescile ilişkin bir hüküm bulunduğundan mahkeme kararı ile aracın tamamı ve taşınmazın % 50 hissesinin mülkiyeti davacı 3.kişi tarafından kazanılmış olup, mülkiyet, mahkeme kararı ile davacıya intikal ettiğine göre araç üzerine konulan haczin tamamı ve taşınmaz üzerine konulan haczin ise 3.kişinin % 50 payı oranında iptal edilmesi gerekeceği-
Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılacağı; ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesinin, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlı olacağı-
Taşınmazın tapu kütüğüne daha önce konulmuş bulunan şerhin, ancak, taşınmazı sonradan iradi tasarruflarla kazananlara karşı ileri sürülebileceği-
Tescile dayanmayan kazanımlarda tescil yapılmadığı sürece tasarruf işlemlerinin yapılamayacağı; çünkü taşınmazı tescilsiz iktisap eden kişinin, tapu kütüğünde malik olarak gözükmediği-
Aile konutuyla ilgili hak sahibinin iradi tasarruflarının, diğer eşin açık rızasına bağlı olacağı- Cebri icra ile yapılan satışlarda davacı ein Türk Medeni Kanununun 194. maddesinde yer alan korumadan yararlanamayacağı-