Tescil davası ile pay iktisabı da bir nevi satış olup mahkeme ilamının satışın yerini aldığı- Tescile ilişkin kararın TMK. mad. 705 gereğince tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasıyla aleniyet kazanacağı dikkate alınıp mahkemece taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi, tarafların delilleri toplanarak davalının rızai taksim savunması keşfen incelenerek taşınmazda fiili taksim bulunmadığı takdirde davacıya çekişme konusu payın dava tarihindeki bedeli ile tapu harç ve masraflarından oluşan önalım bedelini depo etmesi için uygun bir süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Önalım nedeniyle payın adına tesciline ilişkin davaya konu olayda davalının, davacının taraf olmadığı bir hüküm ile dava konusu taşınmazda bir pay edindiği; davalının, hükmün kesinleştiği tarihte mülkiyet hakkını kazanmışsa da bu pay üzerindeki tasarruf hakkını tescil ile elde etmediği, mülkiyet hakkını tescilden önce kazanan  tarafın tasarruf  hakkını ancak tescil ile elde edebildiği durumda davacının taraf olmadığı kararın kesinleştiğini bilmesi ve bu duruma göre önalım hakkını kullanılmasının beklenilmesinin TMK'nın 1020. maddesinde düzenlenen "Tapu sicilinin açıklığı"  ilkesine aykırı olduğu- TMK'nın 732. maddesi gereğince önalım hakkı payın satılması ile kullanılabilen bir hak olup bu hakkın kullanılabilmesi için satış sözleşmesinin  kurulmasının  yeterli olmadığı,  satışın, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazanacağı- Davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği tarihten sonra iki yıllık hak düşürücü süre geçmeden dava açıldığından önalım davasının esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Satış, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmesi ile geçerlilik ve aleniyet kazandığından, davacı, dava konusu payın davalı adına tescil edildiği 12.12.2011 tarihinden sonra 11.12.2013 günü bu davayı açtığından TMK.nın 733/son maddesinde açıklanan iki yıllık hak düşürücü süre geçmiş olmadığından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Taşınmaz satışına ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiği (TMK. mad. 705, TBK. mad. 237, Tapu K. mad. 26, Noterlik K. mad. 60), tarafların aralarında düzenledikleri sözleşme resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olup, bu sözleşme ile taşınmaz mülkiyetinin adi ortaklığın tasfiyesi yolu ile dahi devrinin mümkün olmadığından bu nedenle sözleşme uyarınca davacı ancak sözleşmede belirtilen taşınmazların bedelini davalıdan isteyebileceği-
Mahkemece taşınmazların 1/2 hisse oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, Taşınmaz satışının, resmi şekilde yapılması gerektiği- Adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile taşınmaz mülkiyetinin devrinin mümkün olmadığı bu durumda ancak, taşınmazın davacı adına tesciline değil, ortaklık payı oranında bedellerinin tahsiline karar verilebileceği, davacının adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç bedellerinin tahsilini istediği taşınmazlar, adi ortaklığa dahil ve bu ortaklığın konusunu teşkil eden taşınmazlar olduğu için, tasfiyeye tabi tutulması ve belirtilen ilkeler gereği yapılan tasfiye neticesinde var ise diğer alacak ve borçlar ile birlikte ortaklığın tarafları arasında paylaştırılması gerekeceği-
Taşınmaz satışının TMK.nun 705, BK.nun 213 (TBK.nun 237), Tapu Kanunu'nun 26, Noterlik Kanunu'nun 60. maddelerince resmi şekilde yapılması gerekeceği-
Harici taşınmaz satışına dayalı alacak davasında, dava konusu tapuda kayıtlı taşınmazın, harici sözleşme ile satılması resmi olmayıp geçersiz olduğundan, davalıya yapılan ödemenin, davacı tarafından yapıldığı delille ispat edilen kısmının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre geri verileceği- AAÜT. mad. 12/1 uyarınca davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine, "maktu ücretin altında kalmamak" ve "kabul edilen miktarı da geçmemek kaydıyla" hükmedilmesi gerektiği-
Tapu iptal/terkin-tescil davalarında, dava kayıt malikine, kayıt maliki ölmüş ise, saptanacak mirasçılarına yöneltilerek açılacağı- Tapuda infaz işlemi yapılmadığından, taşınmaz halen önceki malikler adına kayıtlı görünmekte olup, kamulaştırma işlemi yapılıp kesinleşmiş ve mülkiyet bu nedenle tescil gerekmeksizin davalı Belediyeye geçmiş ise de (TMK. mad. 705/2); davanın kabul edilmesi halinde tapunun iptali sonucu terkin kararı verilmesi durumu ortaya çıkabileceğinden, tapuda şeklen hak sahibi gözükenlerin de davada davalı sıfatıyla yer almaları gerektiği-
Kira alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın kaldırılması ve kiralananın tahliyesi istemlerine ilişkin davada; TMK. mad. 705 gereğince taşınmaz mülkiyetinin kazanılmasının tescille olduğu; Dosyadaki belgelerden 2-B arazisi niteliğindeki taşınmazın kullanıcısı olan dava dışı E.A.'ın 20.06.2012 tarihli dilekçesi ile 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkındaki Kanun kapsamında satın almak üzere başvuruda bulunduğu; bilahare işleyen hukuki süreçten doğan haklarını 29.05.2014 tarihli muvafakatname ve 06.06.2014 tarihli satış sözleşmesi ile davacıya devrettiği tapuda 6292 Sayılı Kanun gereği satış işleminin davacı adına karardan sonra 07.09.2015 tarihinde gerçekleştiği ve tescil edildiği; muvafakatname ve satış sözleşmesi mülkiyeti geçiren işlemlerden olmadığından davacı takip ve dava tarihi itibariyle malik bulunmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-