Tanık beyanlarının bir kısmının temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmının ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olması nedeniyle boşanmaya karar verilemeyeceği-
Akrabalık veya diğer bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü sebep olamayacağından davacı tanıklarının davalı kadının eşini sevmediğini, zorla evlendirildiğini söylediği ve intihara teşebbüs ettiğine ilişkin ve olaylara çok yakın sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekeceği-
Karşılıklı açılan, boşanmayı gerektiren ve taraflardan kaynaklanan bir kusurun olmaması nedeni ile reddedilen dava kesinleşip üç yıllık fiili ayrılık döneminden sonra da yeni bir olayın varlığı kanıtlanamadığından boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulünün gerekeceği-
Mahkemece yasal bir yıllık süre şartının gerçekleşmemiş ol­ması nedeniyle tarafların delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Uzun süre boyunca eşinin cimrilik derecesindeki tutumluluğuna dayanarak boşanma davası açan eşin davasının kabul edilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalının, karısını bayram ziyareti bahanesiyle ailesine gönderdiği, daha sonra ilgilenmediği, arayıp sormadığı, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmediği ve önceki boşanma davasında da davalı karşılık davacının boşanmaya karşı çıkması birlik görevini yerine getirmeyen kocanın kusurunu ortadan kaldırmayacağından davalı karşılık davacının TMK 166\1’e dayalı davasının kabulünün gerekeceği-
Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 3.12.1996 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmadığından anlaşmalı boşanma sebebine dayanarak boşanmaya karar verilemeyeceği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan tarafların boşanmalarına karar verilmesinin gerekeceği-
Psikotik bozukluk nedeniyle kısıtlanan davalı kocanın davranışları iradi olmadığından kusurlu da olamayacağından kocanın kusuru nedeniyle boşanmaya karar verilemeyeceği-
Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesine göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz yada az kusurlu olmaya gerek olmadığı, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi gerektiği-