Davacının, tenfiz ve tanıma istemesinde, miras, velayet, nafakalar, mal rejiminin tasfiyesi yönünden hukuki yararı bulunacağı-
Davacı eşin, eşini rahatsızlığı nedeniyle halk arasında hoca diye adlandırılan kişilere götürmesi ve aynı apartmanda oturan annesinin davalı eşine karşı takındığı olumsuz tutuma sessiz kalması nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında etkili olduğu ve eşit kusurlu sayılacağı-
Akıl hastalığı sebebiyle kendisine vasi tayin edilen kocaya kusur yüklenemeyeceğinden TMK. 174/1-2 uyarınca maddi ve manevi tazminat isteminin reddinin gerekeceği-
İlk boşanma davasının reddinden sonra tarafların müşterek evde bir araya geldikleri, karı koca hayatı yaşadıklarının anlaşılması üzerine TMK. 166/son maddesinin koşullarının oluşmadığı-
Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılacağından, boşanma kararı verilebilmesi için hâkimin, bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulmasının gerekeceği-
Davalının eşini kü­çümsediği ve evin kilidini değiştirdiği anlaşılmakta ise, ta­raflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Davalı koca birlik görevlerini yerine getirmediği, eşine yazdığı mektuplarla sürekli tehdit ve hakaretlerde bulunduğu için taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan tarafların boşanmasına karar verilmesi gerekeceği-
Dosya kapsamından tarafların birbirlerine karşılıklı hakarette bulundukları, kocanın davacı kadına birçok kez şiddet uyguladığı, davacı kadının da sadakatsiz davranışlarda bulunduğu dolayısıyla eşlerin birlikte yaşamaya zorlanamayacağına-
Velayet ve nafaka konusunda taraflarca kabul edilen düzenlemenin, hâkim tarafından tarafların düşüncesi alınmadan değiştirilerek anlaşmalı boşanma kararı verilemeyeceği-
Davacı-davalı kocanın sürekli alkol alması, birlik görevlerini yerine getirmemesi; davalı-davacı kadını babaevine bırakması nedeniyle ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan boşanma davasının kabulünün gerekeceği-