Davalı kadının fiil ehliyetinin olmadığı, tayin edilen vasisi davaya katılmadan boşanma kararı verilemeyeceği-
MK. 166/III'e dayanılarak açılan boşanma davasında, tarafların hazır bulunup anlaştıklarını açıklamamaları, halinde veya hakimin tarafların anlaşmalarını uygun bulmaması halinde, boşanmaya karar veremeyeceği bu durumda tarafların delilleri toplanarak, evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği–
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan eşlerin boşanmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Hüküm fıkrasında protokol hükümlerine hiç yer verilmemesinin isabetsiz olacağı-
Hükme esas tutulan protokolün "boşanmanın mali sonuçları" konusunda anlaşılır ve ayrıntılı şekilde düzenlenmesi, hakimin, tarafların ve müşterek çocuğun menfaatlerini nazara alarak müdahalede bulunması gerekeceği-
743 sayılı Türk Kanunu Medenisi’nin 143/1-2. Maddesine göre boşanmaya neden olan olaylarda “kabahatsiz karı veya kocaya” maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı tanınmış olup kusurlu tarafın maddi ve manevi tazminat talep etme hakkının bulunmadığı-
Davalı kocanın kadını sürekli döv­düğü anlaşıldığına göre, kadının dava aç­makta haklı olduğu kabul edilerek boşanma­ya karar verilmesinin gerekeceği-
Yerel Mahkeme; bozma ilamına uyup uymama konusunda karar vermeden önce, 31.3.2005 tarihli oturumda davacı ve davalı vekilinin, “boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca düzenlenmiş yazılı bir protokol bulunmadığı” yönündeki beyanlarını tutanağa geçirmiş ve bu beyanlara dayanarak yeni bir gerekçeyle karar vermiş olması; direnme kararını değil, yeni bir hükmün varlığını göstereceği-
Davalı tanığı, eşlerin 304 gün beraber kaldığını ifade etmişse de, bu beraberliğin evlilik birliğinin yeniden kurulduğu şeklinde yorumlanamayacağı, Türk Medeni Kanunu’nun 166/son maddesinin aradığı koşullar oluştuğundan davacı kocanın davasının kabulüne karar vermek gerekeceği–
Davacı tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret bulunduğundan; yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilemeyeceği-