Kadından kaynaklanan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektirir bir olayın varlığı kanıtlanamadığından davalı-davacı kadının davasının kabulünün gerekeceği-
Taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin var olması halinde boşanmaya karar verilmesinin gerektiği-
Davalı vekilinin dava dilekçesindeki “...Davalı, boşanma davasının reddedilmesinden sonra da eşine ve çocuklarına dönmemiştir. Dayalı evlilik birliğine emek ve malvarlığı ile hiçbir katkı sunmamıştır. Müvekkilem uzun süredir ayrı yaşamaktadır...” sözlerinin tarafların ayrı yaşama, bir araya gelmeme olgusunu vurguladığı-
Eşin, kocasını sevmediğini, istemediğini söylemesi davalı kadını eşit kusurlu yaptığı, bu sebeple kocanın da boşanma davasının kabulünün gerektiği-
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; Boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olmasının gerektiği, dinlenen tanıkların bir kısmının evlilik birliğinin temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlarda bulunması, bir kısmının ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olması halinde davanın reddinin gerektiği-
Dosyada mevcut nüfus kaydından, tarafların 02.12.2004 tarihinde evlendikleri anlaşılmış olup, dava tarihine göre henüz bir yıllık yasal süre dolmadığından davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Anlaşmalı boşanmalarda hâkim, tarafların ve ço­cukların menfaatlerini gözeterek anlaşmada gerekli değişik­likleri yapabilir ve yapılan bu değişiklikler taraflarca kabul edilirse, Türk Medeni Kanunu 166/3, uygun bulmazlarsa aynı Kanun 'un 166/1. maddesine göre deliller araştırılıp bir hüküm kurulma­sının gerekeceği-
Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesi uyarınca; boşanma kararının verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerektiği-
Davacının, davalının gayrı resmi yaşadığı kadınla bir süre beraber yaşaması kocasını af­fettiği şeklinde kabul edilemeyeceğinden bo­şanma kararı verilmesinin gerekeceği-
Reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonraki üç yıl içinde ta­rafların bir araya geldiklerinin saptanması halinde 4721 Sayılı Kanunun 166 maddesine dayalı olarak açılmış olan boşanma davasının reddedilmesinin gerekeceği-