Kocanın, karşılık davasında TMK. mad. 161'de yer alan zina ve 166/1'de yer alan evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebeplerine dayanarak boşanmalarına karar verilmesini talep ettiği davada, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, kocanın birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı ve eşine psikolojik şiddet uyguladığı, buna karşılık kadının da güven sarsıcı davranışlarda bulunmasından dolayı eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmediği ve kocanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin gerektiği- Kocanın alacağı ile ilgili isteği BK'dan kaynaklanmakta olup, boşanmanın eki niteliğinde olmadığından bu talep için ayrıca nispi harcın alınmasının gerektiği- Kocaya nispi peşin harcın tamamlanması için süre verilerek, harcın tamamlanması halinde bu talepler yönünden görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Kocanın birlik görevlerini ihmal etmesine karşılık, kadının da sadakatsiz davranışlar sergilediği anlaşılmakla, kadının daha ziyade kusurlu olduğu; bu olaylar karşısında evlilik birliğinin devamında taraflar ve müşterek çocuklar bakımından bir yarar kalmadığından; davacı-davalı kadının boşanma davasının kabul edilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi ve manevi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmış olup, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirmesi ve bu olayların kişilik haklarına saldırı teşkil etmesi sebebiyle; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak koca yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminat verilmesi gerektiği-
Temyiz incelenmesinden önce Yargıtay'a hitaben gönderilen dilekçeden tarafların boşanma ve mali sonuçları konusunda aralarında protokol düzenledikleri, bu protokol dikkate alınarak taraflar duruşmaya çağrılıp bizzat beyanları da alınmak suretiyle sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Kadının kocasına "geri zekalı, manyak" şeklinde sözler söylediği, kocası ve ailesine "şerefsizler" dediği ve kayınvalidesine de "al oğlunu sana verdim, birlikte uyuyun" diyerek hakaret ettiği anlaşıldığından, kocanın boşanma davası açmakta haklı olduğu-
Boşanma nedeni olarak gösterilen olaylardan sonra tarafların birlikte tatile gittikleri, yolculuk sırasında meydana geldiği ileri sürelen olaylardan sonra da tatile gitmekten vazgeçip geri dönmediklerine göre tarafların bu aşamaya kadar olan olayları karşılıklı olarak affetmiş en azından hoşgörü ile karşılamış olduklarının kabulü ile davalı-davacı kocadan kaynaklanan boşanmayı gerektirir yeni bir olayın varlığı da iddia ve ispat edilemediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Boşanmaya sebep olan olaylarda, redle sonuçlanan ilk davayı açan, bu suretle fiili ayrılığı başlatan ve TMK. 166/4 maddesindeki boşanma sebebini yaratan kadın tamamen kusurlu olduğundan koca yararına maddi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Zina sebebine dayalı bir dava bulunmadığının mahkemece gözetilmesi gerekeceği-
Kocanın eşine şiddet uyguladığı ve müşterek ikametgahın kilidini değiştirdiği, kadınının da eşini sevmediğini söylediği ve tüp bebek tedavisinden kaçındığı; kocanın boşanmaya neden olan olaylarda daha fazla kusurlu olduğu anlaşılmakla, koca lehine TMK. mad. 166/2 koşullarının gerçekleştiği-
Davacı-davalı tanıklarının sözlerinin bir kısmı TMK.'nın 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu için hükme esas alınamayacağı- Kusursuz eşten tazminat istenemeyeceğine göre kadının maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekeceği-
TMK. mad. 166'ya göre boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi gerektiğinden; evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı anlaşılmakla, bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden; boşanma isteğinin reddedilmesi gerektiği- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı anlaşılmış olup, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddi desteğini yitirdiğinden; mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmesi gerektiği- Vekalet ücreti de yargılama giderlerinden olduğundan; dava kabul edildiğine göre davacı koca lehine yargılama giderlerine ve bu kapsamda kendisini vekille temsil ettirdiğinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Davalı kadının harcı verilerek usulüne uygun açılan karşı veya birleşen davası olmadığı halde lehine vekalet ücreti takdiri doğru olmadığı- Davalı kadının tazminatlarla ilgili faiz istemi bulunmadığı halde; kadın yararına hükmedilen manevi tazminat için faiz takdir edilmesi isabetsiz olduğu-