Kadının kocasına "seninle işim bitti, defol git" şeklinde söz söylemek suretiyle onu kovduğu, açıklanan bu kusurlu davranış karşısında; kocanın karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davacı kocanın eşine ağır hakaretlerde bulunduğu, kadının kusuruna esas alınan davacı koca tanıklarının beyanlarının bir kısmının davacının babasından duyma, bir kısmı ise sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibaret olduğu için tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı, evliliğin temelinden sarsılmasına neden olaylarda davalıya atfı mümkün hiçbir olay gerçekleşmediğinden kocanın boşanma isteğinin reddi gerekeceği; ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmadığı- Davalı kadına yüklenebilecek bir kusur bulunmadığından, kocanın talep ettiği maddi ve manevi tazminat isteklerinin reddi gerekip, davalı kadın yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği- Her hangi bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Davacı tanığı anlatımında geçen kocanın sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı davranışı davacı tarafından sunulan fotoğraflarla da desteklenmiş, bu fotoğraflar hakkında davalı koca tarafından kabul edilebilir bir açıklamada da bulunulmamış olduğundan; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu; davacının dava açmakta haklı olduğu; bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamadığı takdirde aile birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Gerçekleşen olaylar karşısında kadın daha ziyade kusurlu ise de; taraflar arasındaki olayların yıkıcı etkisi ve her iki tarafın da boşanma isteğiyle dava açması karşısında, kadın yönünden TMK. mad. 166/2 koşullarının oluştuğu-
TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği-
Davacının davalıyı istemediği, davalıya atfı mümkün hiçbir kusurun gerçekleşmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davacının tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla boşanma isteğin reddine karar verilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kocanın eşine cinsel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının da güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği anlaşılmakla kocanın boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-