Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği- Davacının davası kabul edildiği, lehine vekalet ücreti ve yargılama gideri taktir edilmesi gerektiği, usulüne uygun açılmış bir dava ya da karşılık davası bulunmayan davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilmesinin doğru olmadığı-
Davalı-davacı kadının imzalı ifade tutanağında bir başka erkekle bir süre birlikte kaldığı ve boşanınca onunla evlenmek istediğini açıkladığı gibi;evlenmeden önceki hayatı hakkında bilgi verilmesi gereken hususları eşinden gizlediği, davacı-davalı kocanın mahkemece de sabit kabul edilen ilk gece sonrası davranışı karşısında; her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte kocasına göre kadın daha fazla kusurlu olup, kadının yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine; ayrıca davacı-davalı kocanın da tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Davalı-davacı kadının annesinin eşini aşağılamasına sessiz kalmasına karşılık davacı-davalı kocanın da yurt dışına giderken müşterek evin bulunduğu binanın apartman görevlisine eşini müşterek eve almaması yönünde talimat vererek eşinin müşterek eve girmesini engellediği, tarafların eşit kusurlu olduğu, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Eşini yıllarca baskı altında tutup birlik görevlerini yerine getirmeyen, eşinin ailesiyle görüşmesine engel olan ve onu ortak konuttan kovan kocanın evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda tamamen kusurlu olduğu, kadının, karşılık davasında kocanın kusurlarını affettiğine, en azından hoşgörü ile karşıladığına dair bir beyan ve tutumunun bulunmadığı, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğundan kadının davasının kabul edilmesi gerektiği-
Davacı kocanın bağımsız konut temin etmeyip, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve eşini evden gönderdiği, davalı kadının da eşine ve eşinin ailesine sürekli hakaret ettiği, bu halde davacının dava açmakta haklı olduğu ve TMK. mad. 166/1-2. koşullarının oluştuğu-
Davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, bu durumda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
Toplanan delillerden; davacının eşine fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığının anlaşıldığı ve davalının herhangi bir kusuru kanıtlanamadığı- Boşanmayı isteyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkının bulunduğu(TMK. mad. 166)- Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına ve boşanmaya neden olan olaylarda davacı koca tamamen kusurlu olup, mahkemece yasa hükümlerinin yorumunda yanılgıya düşülerek boşanmaya karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu ve davalı tarafından bu durum temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmadığı- Toplanan delillerden; kadının emekli olduğu, düzenli ve sabit geliri olduğundan, davalı kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceğinden söz edilemeyeceği ve bu nedenle TMK. mad. 175'in koşulları oluşmadığı halde, mahkemece davalı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Mahkemece tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek boşanma kararı verilmiş ise de, yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda her iki tarafın kusurlu davranışları bulunsa da, davacı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği, davalı kadının ise güven sarsıcı davranışlar sergilediği bu suretle davacı kocanın daha ağır kusurlu olduğu- TMK. mad. 174/1'de mevcut veya beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz ya da daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceği- Boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda maddi tazminat verilmelmesi gerektiği- Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığından, TMK. mad. 174/2 gereğince, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Davalı kocanın eşini ailesi ile görüştürmediği, annesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı ve eşini istemediğini söylediği anlaşılmış olduğundan; davacı dava açmakta haklı olup, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmesi gerektiği- Dava dilekçesinde boşanma istemi de bulunulduğu gözetildiğinde mahkemece; mal rejimine yönelik davanın ayrılması, boşanma davasının sonucunun bekletici sorun yapılması, boşanma kararı verilip kesinleştiği takdirde talebin incelenebilir hale geleceğinin gözetilerek; eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejimi boşanma davasının açıldığı tarihten itibaren sona ereceğinden; istem konusunda inceleme yapılması ve gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği- Sadece reddedilen ziynet ve çeyiz eşyaları talebi yönünden kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdiri gerekirken; mal rejiminin tasfiyesi davasına ilişkin talebin de vekalet ücretinin hesaplanmasına esas alınmasının hatalı olduğu-
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı kocanın eşini borçlanmaya zorladığı ve eşi bunu kabul etmediğinden ev eşyalarını satıp birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşıldığı ve taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik olduğu- Mahkemece boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddinin isabetsiz olduğu- Kadının maddi tazminat isteği kocanın kendisine çektirdiği kredilerden kaynaklanan alacak davası olup, bu dava boşanmanın fer'isi niteliğinde olmadığı gibi nispi harcı da alındığı ve alacak davasında asliye hukuk mahkemesi görevli olduğu- Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözönüne alınması gerektiği ve davacının maddi tazminat davası konusunda mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken bunun gözetilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-