Davacı tanığı anlatımında geçen kocanın sadakat yükümlülüğüne aykırı güven sarsıcı davranışı davacı tarafından sunulan fotoğraflarla da desteklenmiş, bu fotoğraflar hakkında davalı koca tarafından kabul edilebilir bir açıklamada da bulunulmamış olduğundan; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu; davacının dava açmakta haklı olduğu; bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilmesi gerektiği- 
Psikolojik sebeple de olsa uzun evlilik süresi içinde cinsel ilişki kurulamadığı takdirde aile birliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerektiği-
Gerçekleşen olaylar karşısında kadın daha ziyade kusurlu ise de; taraflar arasındaki olayların yıkıcı etkisi ve her iki tarafın da boşanma isteğiyle dava açması karşısında, kadın yönünden TMK. mad. 166/2 koşullarının oluştuğu-
TMK. mad. 185/3 ve 186/3 uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddinin gerektiği-
Davacının davalıyı istemediği, davalıya atfı mümkün hiçbir kusurun gerçekleşmediği, boşanmaya neden olan olaylarda davacının tamamen kusurlu olduğu anlaşılmakla boşanma isteğin reddine karar verilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin, devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmediğinden boşanma davasının reddedilmesi gerektiği-
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kocanın eşine cinsel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının da güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği anlaşılmakla kocanın boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Tarafların daha önce açmış oldukları boşanma davalarından feragat ettikleri, sonra ise yanlar arasında boşanmayı gerektirecek kusurlu bir davranışın varlığının kanıtlanamadığı,kocanın açtığı boşanma davasının reddinin doğru olup kocanın tamamen kusurlu olduğunu kabulün doğru olmadığı, kadının davasının da reddinin gerektiği-
Davalı kadının hiçbir kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle reddedilen davanın kesinleşmesinden sonra taraflar bir araya gelmemiş, kadından kaynaklanan yeni kusurlu davranış kanıtlanamamış, retle sonuçlanan ilk davayı açmak suretiyle boşanma nedeni yaratan ve fiili ayrılık döneminde başka bir kadınla yaşamak suretiyle sadakatsiz davranışlar içerisine giren davacı koca tamamen kusurlu olup davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-