Toplanan delillerden, kocanın eşine fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ettiği, kadının ise eşine ' ulan' şeklinde sözler söylediği ve kayınvalidesine hakaret ettiğinin anlaşıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda, koca daha ağır kusurlu olmakla birlikte kadının da az da olsa kusurlu olduğu- Tarafların her ikisi de boşanma isteğiyle dava açtığından, evliliğin devamında taraflar için bir yarar kalmayıp kocanın davası bakımından TMK. mad. 166'daki koşullar gerçekleştiğinden kocanın da dava açmakta haklı olduğu- Kocanın karşılık davası süresinde harcı da yatırılmak suretiyle usulünce 1086 sayılı HMK yürürlükte olduğu dönemde açılan bu dava, asıl davadan bağımsız, ayrı bir dava olduğundan, davanın süresinde açılmadığı gerekçesi ile reddinin doğru olmadığı- Kadının davasında verilen boşanma hükmü temyiz edilmeyip kesinleştiğinden: kocanın boşanma davasının konusu kalmamış olup, bu husus gözetilerek kocanın boşanma talebi hakkında "konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmesi gerekmekle birlikte; koca dava açmakta haklı olduğundan, davasıyla ilgili yargılama gideri ve talep ettiği vekalet ücreti yönlerinden bir karar verilmesinin, yine talep edilen manevi tazminat yönünden de olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesinin gerektiği- 

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı koca tarafından, reddedilen davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, talep ettiği manevi ...