Davacı-davalının eşi ve çocuğuyla ilgilenmediği, birlik görevlerini yerine getirmediği, güven sarsıcı davranışlar sergilediği; davalı-davacı kadının da eşine karşı ağır hakaretlerde bulunduğu, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu-
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı (koca) tarafından, kendisinin reddedilen boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşü ...