Gerekçenin, hükümle çelişik olamayacağı, aksinin kabulünün, mahkemelere güveni sarsacağı gibi Anayasa ve yasalarda yer alan açık kurallara aykırılık oluşturacağı, hükmün, gerekçeyle bütünlük arz edeceği-
Mahkemece, gerekçede “Davalı/karşı davacı işverenin ihbar tazminatı talebi yönden ise yukarıda belirtilen fesih sebebine göre, davacı/karşı davalı işçi, iş sözleşmesini haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanmak suretiyle sona erdirdiğinden ve dolayısıyla usulsüz fesih söz konusu olmadığından, işveren bakımından ihbar tazminatı hakkı doğmamıştır.” denilmek suretiyle karşı davanını reddine karar verildiği, dosya kapsamından davalı karşı davacının hem iş sözleşmesinden doğan tazminat, hem de malzeme bedelinin iadesini talep ettiğinin açıkça anlaşıldığı, mahkemece davalının tazminat talebi ile ilgili bir karar verilmiş ise de, servis malzemesi bedeline ilişkin talep konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin kanunda açıklanan ilke ve esaslara açıkça aykırı olduğu-
Dava dilekçesinde aylık ücretlerin banka vasıtasıyla ödendiği belirtilmiş olduğundan, banka hesap dökümlerinin celp edilerek incelenmesiyle karar verilmesi gerektiği- Prim ödemesinin süreklilik arz etmediği sabit olup, süreklilik arz etmeyen menfaatlerin giydirilmiş ücretin tespitinde dikkate alınması mümkün olmadığı- Dava dilekçesinde yer alan genel tatil ücreti talebi bakımından olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi, HMK mad. 297'ye aykırı olduğu-
Birleşen dosya dava dilekçesinde, olay tarihinden itibaren faiz talep edilmiş olmasına rağmen; mahkemece, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297. maddesindeki yasal düzenlemeye aykırı olarak bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olmasının doğru olmadığı-
Mahkemece birleşen dava dosyası hakkında hüküm kurulmuş olmasına rağmen birbiri ile irtibatlı bulunan diğer dava dosyası hakkında hüküm kurulmadığı, mahkemece, bu talep de değerlendirilerek sonucuna göre olumlu olumsuz karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu 130 parsel sayılı taşınmaz, arazi toplulaştırması neticesinde 149 ada 10 parsel sayılı taşınmaz olarak yeni bir parsel numarası almış olup 149 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise ifraz sonucu 12 ve 13 numaralı parsellere ayrıldığı, davacının dava konusu ettiği yerin 12 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kaldığı, mahkemece davacı tarafından yanılma ile davalıya temlik edilen payın tespit edilerek bu pay üzerinden tapu iptali kararı verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile krokide tespit edilen belirli bir alanın davalı adına tescil edilmesinin doğru olmadığı-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurusunda; mahkemece incelenip karar verilen şikayetinin yanı sıra, takipte tahsili istenilen ilam vekalet ücretinin ilama aykırı olarak talep edildiğine yönelik şikayetinin de bulunduğu, işbu şikayet hakkında mahkemece herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan sonuca gidilmiş olmasının HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırı olduğu-
Davacının ...... TL paranın iadesi talebi bakımından hüküm kısmında bir değerlendirme yapılmadığı, böylelikle Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun hükmün kapsamı başlıklı 297/2. maddesindeki düzenlemeye aykırılılık oluşturulduğu-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunlu olup, bu durumun yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği olduğu- Bilirkişi raporunda davalı işveren tarafından yapılan kıdem tazminatı ödemesi mahsup edilmesine karşın mahkemece yeniden mahsup edilmesi hatalı olduğu-
Taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-