Temyize konu davada mahkemece, kararın gerekçesinde ''Toplanan deliller ve denetime elverişli olan bilirkişi raporunda açıklandığı üzere; davacı eczanenin reçetelere ilişkin muayene ücretlerinin sistemde görüldüğü, hastaların ilk reçetelerinden muayene ücretlerinin tahsil edilebileceği, bu nedenle davalı idarenin herhangi bir zararının oluşmadığı, davacının fiilinin protokolde belirtilen kasıtlı fiillerden olmadığı sübuta erdiğinden, yerinde olmayan toplam ........ TL ceza işleminin iptaline karar verilmiştir.'' denildiği, oysa ki hüküm fıkrasının 2. bendinde ''Davalı SGK İl Müdürlüğünün davacı eczacı hakkında uygulamış olduğu 02/07/2014 tarihli ve 2.769.791 sayılı cezai şart kararının iptaline,'' karar verildiği ve gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, bu hususun HMK.nun 297. maddesine aykırı olduğu-
Hükmolunan manevi tazminat tutarlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen mi davalıların kusurları oranında mı sorumlu tutulduğunun infazda tereddüte yol açacak ve çelişkili şekilde belirtilmesinin isabetli olmadığı, belirtilen bu hususlarda açıklık bulunmadığından hükmün HMK'nun 297/2. maddesine uygun düşmediği-
Neşir sözleşmesine dayalı manevi tazminat, sözleşmeye konu kitaba ilişkin satış takip sistemi ve tüm satış ve kazanç bilgilerinin eser sahibine yazılı olarak bildirilmesi ve davalı elindeki kitapların davacıya iadesi istemine ilişkin davada, alacağın mevcut olup olmadığının tespiti ve varsa tahsiline dair bir eda davasında tartışılabilecek bir hususla ilgili olarak tespit niteliğinde bir hüküm kurulmasında davacının hukuki yararının bulunmadığı-
Dava, işçilik alacaklarının ödenmesinden kaynaklı rücuen tazminat isteğine ilişkin olup, davacının, dava dışı işçiye ödenen ücretin davalılardan müteselsilen tahsilini istediği, mahkemece, sadece davalı şirket hakkında hüküm kurulmuş olup diğer davalı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğinden, bu hali ile verilen kararın HMK.'nun 297/2. maddesine uygun olmadığı-
Şikayetçi borçlunun ilama aykırılık ve eda hükmü içermeyen ilam hakkında ilamlı takip yapılamayacağına dair iddialarının da bulunduğu, ancak mahkemece, bu iki hususta inceleme yapılmadığı görüldüğünden, mahkemece, borçlunun mükerrer takip şikayeti dışındaki sair şikayetleri konusunda da inceleme ve değerlendirme yapılmak suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Tefhim edilen kısa kararda “Mahkememizin Görevsizliğine, talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Tüketici Hakem Heyetine gönderilmesine’’ şeklinde hüküm kurulmasına rağmen, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “Davanın Usulden Reddine” şeklinde kurulmuş olmasının, kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olup, bozmayı gerektireceği-
Mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında davacının işçilik alacakları nedeni ile icra dosyasına mahsuben ödemiş olduğu .......... TL'nin, ödeme tarihi olan 15/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine denildiği halde hüküm kısmında davanın kabulü ile taleple bağlı kalınarak .........TL nin 15/01/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine denilerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulduğu-
Dava açılırken iki davacı tarafından açıldığı anlaşılmasına rağmen mahkemece tek davacı hakkında hüküm kurulduğu ve karar başlığında diğer davacının adının geçmediği, o halde hüküm kısmında diğer davacı hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olduğundan kararın bu yönü itibariyle, kanunun aradığı ilkelere aykırılık teşkil ettiği-
Yayın tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nin 49. maddesi uyarınca; kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevi tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, hâkimin manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği, somut olayda; yayın tarihi, tarafların konumu gözetildiğinde, davacılar yararına hüküm altına alınan manevi tazminatların fazla olduğu, davacılar yararına daha alt seviyede manevi tazminata karar verilmesi gerekeceği- Vekille takip edilen davalarda davanın kabul ve ret oranları gözetilerek ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren taraflar yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Mahkemece, kısa kararda “ davacının davasını ispat edememesi nedeniyle reddine” yazıldığı halde hüküm fıkrasında “davacının davasını ispat edememesi nedeniyle reddine, dava değeri olan ........... TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine ” şeklinde karar verildiği, böylece kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesi gereğince hükmün bozulması gerektiği-