Mahkemenin maddi tazminat yönünden hükmettiği miktarlara hangi gerekçeyle nasıl ulaştığının hükmün gerekçesinde açıkça belirtilip tartışılması gerektiğinin gözetilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece; yeni bir aktüer hesap bilirkişisinden rapor alınarak öncelikle davacıların yoksun kalınan tam zararlarının hesaplanması, yapılan hesaplamadan sonra tam zararlarının poliçe limiti aşması nedeniyle KTK'nun 96. maddesine göre garame hesabı yapılması, SGK’ya yazı yazılarak dava konusu olay nedeniyle, iş kazası yönünden herhangi bir inceleme yapılıp yapılmadığı, olayın iş kazası olarak kabul edilmiş olması halinde murisin vefatı nedeniyle rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı yönünden araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre temyiz eden davalı yönünden sorumlu olunan tazminat miktarının belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği- Mahkemece talep edilen miktardan daha fazla miktarda cenaze ve defin giderine hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Temyiz masraflarını süresinde yatırmadıkları gerekçesi ile temyizlerinden vazgeçmiş sayılmalarına dair verilen ek kararı temyiz etmeyen davalılar yönünden temyiz incelemesi yapılmadığı- Mahkeme kararını, adli müzaharet talepli olarak temyiz eden davalının fakirlik durumu belgelendiğinden, adli müzaharet talebi kabul edilmişse de, haklarındaki davanın kabulüne ilişkin ilk mahkeme kararını temyiz etmeyerek bu davalılar yönünden karar kesinleşmiş ve davacı yararına kazanılmış hak oluşturmuş olduğundan tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerektiği- İİK. mad. 283 uyarınca bedele dönüşen tasarrufun iptali davasında, davalıların taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri nisbetinde (takip konusu alacak ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere) tazminat ödemelerine hükmedilmesi gerektiği- Hükmün şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinden, davalıların taşınmazı ellerinden çıkardıkları tarihteki gerçek değerleri ne olduğu belirtilmeksizin, “adı geçenlere ellerinden çıkardığı tarihteki değerleri nispetinde ve takip konusu asıl alacak ve ferileri ile sınırlı olmak kaydıyla toplam değerin tazminat olarak adı geçenlerden alınıp davacı tarafa verilmesine” şeklinde ne miktar tahsil edileceği belirtilmeden, infazda kuşku yaratacak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu- Taşınmazların davalılar tarafından elden çıkardıkları satışları da gösterir şekilde taşınmazların son durumu gösteren tapu kayıtlarının ilgili tapu müdürlüğünden celp edilerek, davacıdan davayı bedele mi dönüştüreceği yoksa dördüncü kişileri davaya dahil edip etmeyecekleri sorularak, alınan cevaba göre karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, tarafların toplanmış ve toplanacak tüm delillerine göre tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların belirlenmesi, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller tartışılarak ve değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, deliller tartışılmadan, sonuç ve hukuki sebepleri içermeyen, gerekçesiz, Yargıtay denetimine elverişsiz şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacı tarafın dava dilekçesinde, bir adet taşınmazla beraber davalının Merkez Bankasındaki banka hesabı üzerinde de alacak talebinde bulunduğu, İlk Derece Mahkemesi tarafından bu talebiyle ilgili olumlu veya olumsuz hüküm verilmediği anlaşıldığından, mahkemece, davacının davalının Merkez Bankasındaki hesabı üzerindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Ecrimisil davalarında, her dönem için belirlenen miktara dönem sonu (tahakkuk tarihi) itibariyle faiz yürütülmesi gerektiğinden, mahkemece verilen hüküm infazda tereddüde neden olacağından doğru olmayıp, her dönemin ayrı ayrı hüküm fıkrasında gösterilerek faizin başlangıç tarihi de belirtilmek suretiyle hüküm kurulması gerekeceği-
Davalının miras bırakanı olduğunu beyan ettiği ...'un veraset ilamı dosyaya kazandırılması, davalının dava konusu evin miras bırakanı ...'a ait olup olmadığının araştırılması, kök tapu kaydının beyanlar hanesinde belirtilen evin dava konusu ev olup olmağının belirlenmesi, taraf delillerinin eksiksiz toplanması, toplanan ve toplanacak deliller doğrultusunda hükme yeterli bir araştırma ve soruşturma yapılması hasıl olacak sonuca göre davalının hak sahibi olduğunun belirlenmesi durumunda mahkemece TMK’nin 723. maddesi uyarınca belirlenecek uygun muhdesat bedeli üzerinden davalı lehine hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmasının önlenmesine kararı verilmesi gerekeceği- Mahkemece hükmün 1. fıkrasında, “1-... köyü 60 ada 1 parsel numarasında 5.864,00 m² yüz ölçümlü arsa vasfındaki hazine adına kayıtlı taşınmaza davalının vaki müdahalesinin men'ine,” karar verilmiş, ancak hükme esas bilirkişi raporuna atıf yapılmamış ve kaç m2 ve bilirkişi raporunda işaretli hangi alana dair için müdahalenin men’i kararı verildiği belirtilmemiş olduğundan, bu hali ile hükmün infaza elverişli olmadığı-
Yargıtay denetiminin ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabileceği, somut olayda; mahkemece ........ tarihli duruşmada; davacının ihtiyati haciz taleplerinin dosya kapsamına göre yerinde görülmemesi nedeniyle reddine karar verildiği ve bu konuda ........... tarihli ara karar başlıklı evrakta gerekçeli karar yazıldığı belirtilmiş ise de; ........... tarihli ara karar başlıklı evrakta gerekçeli karar yazılmadığının anlaşıldığı, o halde ihtiyati haciz talebinin reddine dair gerekçeli mahkeme kararının yazılması, taraf vekillerine tebliği ile usuli işlemler ikmal edilip ondan sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, gerekçeli kararda ecrimisil talebinin yerinde olmadığı belirtilmiş ise de kısa kararda ecrimisil hüküm altına alınmadığından kısa karar ve gerekçeli kararın çelişmesine neden olunduğu, hal böyle olunca; mahkemece önceki kararla bağlı olmaksızın HMK 297/2 md gereğince dava dilekçesinde yer alan ecrimisil talebi hakkında bir karar verilmesinin gerekeceği-
Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olmasının zorunlu olduğu-
Davaların birleştirilmesi üzerine, her bir dava bağımsızlığını korumaya devam edeceğinden şekli olarak aynı dava içerisinde yer alsalar bile davalar hakkında "ayrı ayrı" karar verilmesi gerektiği; hükmün kapsamının HMK'nun 297. maddesine göre belirleneceği- Davaya konu alacaklar aynı sözleşmeden kaynaklansa da davaların birleştirilmesi halinde yine tarafın ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve HMK'nun 297. maddesine uygun bir karar tesis edilmesi gerektiği-