Kadastro çalışmalarında mera olarak yapılan sınırlandırmanın iptali ile tescili istemi- Bozma kararından sonra, bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği- Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “aynı konuda yeniden karar verilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Özel Dairenin "davanın tamamen reddi gerektiğine" ilişkin bozma kararına kısmen direnme kararı verilerek ilk karardan farklı bir karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Taleplerden her biri bakımından hüküm kurulması gerekirken HMK'nun 297. maddesine aykırı olacak şekilde hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bozma kararında yer verilen bozma nedenlerine karşı, Anayasal ve yasal düzenleme ve ilkeler gözetilerek anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararının gerekçesinin de (gerekirse yeni bir hüküm oluşturmayacak şekilde yasal sınırlarda genişleterek) açıkça kaleme alınarak kararda gösterilmesi gerektiği; aksi halde kararın usulden bozulması gerektiği-
Mahkemece; hüküm fıkrasının harç açısından, 2 numaralı bentte “..2- Peşin harcın sayılmasına,” şeklinde açık olmayan bir hüküm kurulduğu, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ nün 6001 sayılı Kanun’ un 12. maddesi uyarınca harçtan muaf olduğunun gözetilmediği, 3 numaralı bentte ise yargılama giderleri açısından “ 3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine, “ şeklinde, miktar içermeyen, nasıl infaz edileceği belli olmayan bir şekilde hüküm oluşturulduğu anlaşıldığından, mahkemenin kurduğu hüküm harç ve yargılama giderleri açısından HMK. nın 297/2. maddesine aykırı ve hatalı olup, bozma sebebi ise de, bu yanlışlığın düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
TMK'nin 708. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş olmakla, kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden nispi karar ve ilam harcına, davacı Hazine lehine kabul kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücretine ve davalı lehine red kararı verilen taşınmazların zemin değeri üzerinden vekalet ücreti takdiri gerektiği-
Mahkemece her ne kadar intifadan men şartı gerçekleşmemekle birlikte, taşınmazın doğal ürün veren elma bahçesi kısmı yönünden davacının ecrimisil talep edebileceği kabul edilmiş ise de, dava konusu taşınmazın tapuda “ kerpiç ev, samanlık ve elma bahçesi “ niteliği ile kayıtlı olduğu, dava konusu taşınmaza ilişkin kadastro tespit tutanağı, ........ Asliye Hukuk Mahkemesinin ............ Esas sayılı dosyası ve dava dilekçesinin içeriği uyarınca taşınmaz üzerinde yer alan bina ve elma bahçesinin davalı tarafça meydana getirildiği sabit olup, bu durumda Mahkemece davacının davalı aleyhine taşınmazı kullandırmadığı gerekçesi ile Savcılığa şikayet başvurusunda bulunduğu, yine taşınmaz üzerine yapılan yapıların yıkımı için idareye başvurduğu beyanında bulunduğu anlaşılmakla, taraflarca delil olarak gösterilen dosya içerikleri, toplanmış ve toplanacak deliller nazara alınarak intifadan men olgusunun üzerinde durulması, sonucuna göre HMK’nin 297 maddesi uyarınca davacının hissesi oranında ecrimisil bedeli hesap edilip, hesaplanan bedel hüküm altına alınması gerekir iken yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece her ne kadar davalı taraf lehine hapis hakkı tanınmasının düşünülmesi doğru ise de; hükmedilecek hapis hakkı bedelinin ............ Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada belirleneceği dikkate alınarak bu davanın sonucunun beklenmesi gerekirken, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hapis hakkı bedeli belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
“Direnme” olarak adlandırılan kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası ortaya çıkan yeni delil ve olguya dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olması durumunda, kurulan bu yeni hükmün temyiz incelemesini yapma görevinin de Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye ait olacağı-
Davacıların .......... TL yönünden borçlu olmadıklarına yönelik talepleri karşısında, mahkemece, ...............’şar TL'lik kısmı yönünden borçlu olduklarının tespitine, miktarı ve hangi davacı tarafından fazladan ödendiği belirtilmeksizin “ ...bu icra dosyası üzerinde fazladan ödemiş oldukları miktarların istirdatına..” karar verilmiş olmasının HMK'nin 297/2. maddesi hükmüne aykırı olduğu-