Şikayetçinin ihalenin feshi isteminin yanında icra müdürlüğü kararının iptaline ilişkin şikayetinin de incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, anılan konuda bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Kısa kararla gerekçeli karar arasında bu şekilde çelişki oluşması nedeniyle davalı tarafın talebi üzerine .......... tarihli ek karar ile HMK 305. madde gereğince asli müdahil hakkında karar verilmesinin zuhulen unutulduğu gerekçesiyle gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 1. nolu bendine ''asli müdahil bankanın davasının reddine'' ifadesinin eklenmesine karar verilerek asli müdahil aleyhine, davalı lehine yeni bir hak ve yükümlülük getirecek şekilde hüküm kurulmuş olup, işlemin HMK'nun 305-306. maddeleri uyarınca tavzih yoluyla hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez hükmüne aykırı olduğu-
Mahkemece, borçlu, şikayet dilekçesinde iki adet taşınmaza ilişkin olarak ihalenin feshi isteminde bulunduğu halde, şikayet konusu taşınmazlardan biri hakkındaki talep bakımından herhangi bir değerlendirme ve inceleme yapılmadığı anlaşıldığından, sözü edilen taşınmaza ilişkin ihalenin feshi istemi yönünden HMK.'nun 297. maddesinin emredici hükmüne aykırı olarak olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin sonuca gidilmesinin doğru olmadığı-
Davacının icra takibini ............ TL üzerinden yapmış ise de, davasını daha az miktar üzerinden harçlandırarak bu kısma yönelik takibin iptalini istediği, bu nedenle davada reddedilen kısım bulunmadığından, davalı lehine, reddedilen kısmın varlığı kabul edilerek vekalet ücretine ve kabul red oranına göre yargılama giderlerine hükmedilmesinin doğru olmadığı- 492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanıp alınacak harcın hükümde açıkça gösterilmemesinin doğru olmadığı, hükmün harçla ilgili kısmının re’sen bozulması gerektiği-
Mahkemece, HMK'nun 297/2. maddesi gözetilmek suretiyle borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü faiz ve faiz oranına itirazları da incelenerek gerektiğinde Yargıtay denetimine imkân verecek şekilde bilirkişiye başvurularak incelenip hesaplama yapıldıktan sonra, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, anılan hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın ve olumlu veya olumsuz bir karar verilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
İnfazı kabil karar vermek adına, imar uygulaması sonucu oluşan yeni parsel numarası üzerinden karar verilmesi gerektiği-
İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup, direnme kararı verilerek ilk karardan farklı bir karar verilmesinin mümkün olmadığı-
Bozma kararına karşı hangi gerekçeyle direnildiğine, kararının hangi nedenle doğru bulunmadığına ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmezken, ispat külfeti kendisine ait olan borçlu tarafa, mahcuzların hazır edilmeleri hakkında gerekli meşruhatı havi herhangi bir ihtar tebliğ edilmeksizin diğer 5 araç yönünden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadığına ilişkin bozma sebebi yönünden direnme gerekçesi oluşturulduğu uyuşmazlıkta; borçlu vekili tarafından 9 adet araç yönünden haczedilmezlik şikâyetine başvurulduğu, ancak her bir aracın ayrı ayrı haczedilmezlik şikâyetine de konu edilebileceği de gözetildiğinde, bu hâliyle anılan direnme kararının Anayasa'nın ve Kanun’un aradığı anlamda gerekçe içerdiğinden söz edilemeyeceği-
Mahkemece bozma kararından sonra, bozma gerekçesinde belirtilen hususta araştırma yapılarak dosya arasına alınan müzekkere cevapları ile davalı şirketin iflas davasına ilişkin bozma kararı nazara alınıp yapılan değerlendirme sonrasında yeni bir karar verildiğinden, temyiz itirazlarını Özel Dairece incelenmesi gerektiği-
Davacı vekili tarafından mahkemece alınan bilirkişi raporunda alacağın daha fazla hesaplanması üzerine ilk kararda hüküm altına alınan tutar dışında kalan bakiye kısmın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itirazın iptali istemiyle açılan ve diğer ek davanın, mahkemesince her iki dava arasında hukukî ve fiili irtibat bulunduğu, davalardan biri hakkında verilecek kararın diğerini de etkileyeceği gerekçesiyle birleştirilmesine karar verilerek bu dosya arasına gönderildiği, ancak; mahkemece gerekçeli karar başlığında birleşen davaya ilişkin bilgilere yer verilmediği gibi, birleştirilen dava ile asıl davanın birbirinden bağımsız olduğu, bağımsızlığını koruyan her bir dava hakkında ayrı ayrı yargılama yapılarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin direnme kararı verilmesinin hatalı olduğu- Bozmadan sonra birleştirilen dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, davanın reddine dair önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-