Avukatın, hem davalı hem de davacı tarafta yer alarak menfaat çatışması olan kişilerin vekilliğini yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının, eşi olan davalı muristen ............ Noterliğinin .......tarih, ............. yevmiye nolu gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın aldığı taşınmazla ilgili olarak talep hakkının bulunduğu, mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek davacının miras payı esas alınarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- HMK m.297/2 hükmü gereği hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, mahkemece, davalı mirasçıları hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava ve ıslah dilekçesinde, bedelin faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemi bulunmasına rağmen, mahkemece, faiz hususunda hüküm kurulmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Dava konusu taşınmazda davalının müdahalesi bulunduğu bu müdahalenin hukuki bir nedene dayanmadığı gibi muhdesat şerhi lehtar mirasçılarının tamamı ile muhdesatın satışına ilişkin bir sözleşmesi de bulunmadığı halde davacının davalıya yönelik elatmanın önlenmesi davası hakkında bir karar verilmemesinin doğru olmadığı- Mahkemece, "davacının, davalı ........... mirasçıları yönünden men'i müdahale talebinin kabulü ile, davalıların müdahalesinin menine, kal talebinin reddine, 11.207,00TL tazminatın depo edildiğinde ....... ada ......... no'lu parsel üzerindeki binanın davacıya temlikine, davacı tarafça 11.207,00TL tazminatın depo edilmesi halinde davalılar ............. mirasçılarına veraset ilamındaki payları oranında ödenmesine" şeklinde şarta bağlı hüküm kurulduğundan hükmün infazının mümkün olmadığı-
Mahkemece, davacının ödemiş olduğu meblağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalılardan müşterek müteselsilen tahsili gerektiği yönünde gerekçe oluşturulmasına rağmen, hüküm kısmında bilirkişilerce belirlenen meblağın dava tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsil tahsiline karar verilmek suretiyle, gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratılmış olunmasının usul ve kanuna aykırı olduğu-
İlk Derece Mahkemesi’nce, ihalenin feshi istemi işin esasına girilerek reddedildiğinden, feshi istenilen ihale bedeli üzerinden % 10 oranında para cezasına hükmedilmesi yerinde ise de; şikayete konu ihale bedelleri toplamı 135.165,00 TL olup % 10’u 13.516,50 TL olmasına rağmen, infazda tereddüt yaratacak şekilde 13.516.500 TL para cezasına hükmedilmesinin isabetsiz olduğu-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği-
Gerekçe ve hüküm arasında yaratılan bu çelişki tek başına bozma sebebi oluşturduğundan, hükmün münhasıran bu sebeple bozulması gerektiği-
Davacı ile davalı arasında yönetim ve gelir paylaşımı konusunda ciddi sorunlar bulunduğundan işbirliği, birlikte çaba, karşılıklı güven ilişkisinin ortadan kalktığının kabulü gerektiği- Adi ortaklık sözleşmesinde, sözleşmenin süresiz olduğu belirtildiğinden, artık tarafların taleplerinin, 'adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesih talebi' olarak değerlendirilmesi olarak gerektiği- Tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilmesi usulü-
İcra Hukuk Mahkemesince verilen kararın gerekçe kısmı ile hüküm fıkrası arasında uyumsuzluk oluşacak şekilde sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu-