Karşılıklı alacak davası bozma kararına uyularak-
Asıl tarafın kararı temyiz etmesi halinde, feri müdahilin de temyiz edebileceği ve bu halde temyiz eden feri müdahilin temyiz eden asıldan ayrı olarak gerekli harç ve temyiz giderini yatırması gerektiği, gerekçeli kararın feri müdahil olan tarafa da tebliğ edilmesi gerektiği-
Kayıt kabul istemine ilişkin davada, davacının iflas tarihi itibariyle oluşan asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı bilirkişiye hesaplatılıp, belirlenen toplam alacağın kayıt ve kabulüne karar verilip yargılama harçları ile vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerekip, davalı müflis şirket, dava tarihinden önce iflas ettiği halde gerekçeli karar başlığında iflas öncesi unvanın yazılması ile yetinilmesi 6100 sayılı HMK'nın 297/1-b hükmüne; tefhim edilen kısa karara ilişkin tarihin yanlış yazılmasının HMK'nın 297/1-d maddesi hükmüne aykırı olduğu gibi, kayıt kabule dönüşen davanın niteliğinin itirazın iptali olarak yazılmasının da doğru olmadığı-
Verilen hükümde taraflara yüklenen hak ve borçlar açık ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde belirtilmediği, bu yönü ile hükmün yasa hükmüne aykırı olduğu, infazında tereddüt doğuracağından bozulması gerektiği-
Zorunlu Bağ Kur sigortalısı olmak için ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olma, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olmasının gerektiği- Davacının, vergi borçlanmasının ve buna bağlı olarak Bağ-Kur sigortalılığının geçerli olduğunun tespitine karar verilmesi amacıyla açtığı davada, mahkemece, davacının 20.04.1982 tarihinden itibaren sigortalılığının kendi nam ve hesabına çalışması ve sigortalılığına esas kayıtlar da nazara alınarak yapılacak araştırma ve değerlendirmeye göre tespitiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararına karşı hangi gerekçeyle direnildiğine, bozma kararının hangi nedenle doğru bulunmadığına ilişkin herhangi bir gerekçeye yer verilmemesinin hatalı olduğu bu durumda anlaşılabilir ve denetlenebilir nitelikte direnme kararı verilmesi gerekeceği-
Mirasın gerçek reddi davalarında, mirasın reddine ilişkin beyanlar yenilik doğurucu haklardan olup, ulaşmakla sonuç doğuracağı, mirasın reddine ilişkin beyanın geri alınmasının mümkün olmadığı- Hükmün, kendi içeri­sinde çelişkili olmaması gerektiği-
Mahkemece, vergi borcu bulunan dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları ve esas sözleşmesi getirtilerek bedeli paylaşıma konu taşınmazın malikinin anılan şirketin kanuni temsilcisi olup olmadığının tespiti, bu şahsın şirketin kanuni temsilcisi olduğunun belirlenmesi halinde davalı vergi dairesine ait işlem dosyası incelenerek, AATUH. Kanun'un mükerrer 35 ve VUK’un 10. maddelerindeki koşulların oluşup, oluşmadığının yapılacak araştırma ile belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. mad. 17/1), iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK. mad. 235/3 uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, vergi borcu bulunan dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları ve esas sözleşmesi getirtilerek bedeli paylaşıma konu taşınmazın malikinin anılan şirketin kanuni temsilcisi olup olmadığının tespiti, bu şahsın şirketin kanuni temsilcisi olduğunun belirlenmesi halinde davalı vergi dairesine ait işlem dosyası incelenerek, AATUH. Kanun'un mükerrer 35 ve VUK’un 10. maddelerindeki koşulların oluşup, oluşmadığının yapılacak araştırma ile belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. mad. 17/1), iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-