Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Daha önce taraflar arasında görülen menfi tespit davası sonunda verilip kesinleşen kararın kesin hüküm teşkil etmediği, takibe konu 2000 yılının Ocak ayı ile 2002 yılının Temmuz ayı arasındaki döneme ait aidat borcunun kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararlarının da sözleşme niteliğinde olduğu, davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranı'nın TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenen sınırı, buna göre de yıllık temerrüt faiz oranı olduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı- Mahkeme kararının gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olmasının isabetsiz olduğu-
İadesine karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik ve gram ağırlığı gibi özelliklerinin gerekçeli kararda ayrı ayrı belirtilmesi gerektiği-
Mahkemece verilen kısa kararda, «önceki kararda direnilmesine, davanın kabulüne» denilmekle yetinilmiş olup, HMK. mad. 297 uyarınca, hüküm tesis edilmediğinden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu-
Taraflar arasındaki asıl ve birleşen itirazın iptali davası-
Bedeli paylaşıma konu taşınırlara haciz konulan şikayetçi şirketin alacaklı olduğu icra dosyasının borçlusu şirket., şikayet olunanın alacaklı olduğu icra dosyasının borçlusu ise başka bir şahıs olup, mahkemenin her iki icra dosyasının borçlusunun bu şahıs olduğunun kabulü, icra dosyalarının kapsamına uymadığı gibi, mahkemece şikayetçinin haciz koydurduğu malların borçlu şahsa ait olduğunun gerekçede kabul edilmesinin şikayetin reddini gerektireceği; malların şirkete ait olduğunun kabulü halinde ise mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekeceği; gerekçe bölümü ile hüküm sonucunun çelişkili olacak şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Mahkemece gerekçede yer alması gereken hususlara hükmün fıkrasından yer verilmesi özel olarak İİK'nın 17/1 maddesine ve genel olarak da hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu gibi icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle mahkemece sıra cetvelinin düzenlenmesi anlamına da geldiğinden doğru olmamış ve 13.10.2011 olan asıl ve birleşen dosyadaki şikayet tarihinin gerekçeli karar başlığında 02.09.2013 olarak yazılmasının hatalı olduğu-
Borçlunun meskeniyet şikayeti ile ilgili HMK m. 26. gereği taleple bağlılık ilkesi gereğince olumlu veya olumsuz bir karar verilmeden hüküm tesis edilemeyeceği-
Mahkemece verilen karar ile iki tarafa yüklenen borç ve tanınan haklar sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-