Kısa kararda, el atmanın önlenmesi talebine ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmayıp; gerekçeli kararda, "Sehven kısa kararda ecrimisile hükmedilmesine rağmen Müdahalenin menine ilişkin kabul kararına yer verilmemiştir." denilmek suretiyle, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olduğundan bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK'nun 297/2. maddesine göre hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceğinden, somut olayda anılan ilamın hüküm kısmının bu haliyle infaz kabiliyetinin bulunmadığı -
Hüküm dairemizin ilamı ile sadece tazminat yönünden bozulmuş olup muvazaalı takip yönünden verilen iptal kararı onanmış olduğundan eldeki davada davalılar arasındaki muvazaalı takibe ilişkin tasarruf yönünden karar kesinleşmiş olduğu-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu, öte yandan gerek icra dairesinin gerekse sınırlı yetkili İcra Mahkemesinin ilamın infaz edilecek kısmını yorum yolu ile belirleme yetkisine sahip olmadığı-
1312 sayılı yasayı değiştiren 2705 sayılı yasa gereğince tapu iptali ve tescil isteğine-
Davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunmadığının belirlenmesi için davalılar arasında hukuki ilişiki ve fiili durum tüm açıklığı ile ortaya çıkaracak sözleşme ve işyeri kayıtları, tüzükleri getirtilerek incelenmeli, davalılar arasında geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisi olup olmadığı saptanmalı ve bunun sonucu olarakta davalılarının sorumluluklarının ortaya konulması gerektiği- Sendikal tazminat ile boşta geçen süre ücret ve haklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumluluğu kabul edilmiş ise de açıkça karar başlığında gösterilen üç davalıdan hangilerinin sorumlu olduğu açıklanmamadığından ve hakkındaki dava husumtten reddedilen TKİ Genel Müdürlüğü aynı dava da bu defa işe aide sonuçlarından birlikte sorumlu tutulduğundan kararın çelişkili olduğu- Davacı yararına sendikal tazminata hükmedilme gerekçesi şube kurulması için oluşturulan müteşebbis heyete atanması ve feshin bu şubenin kurulmasına dair yönetim kurul kararının iptal edilmesinden önce gerçekleşmesi olup bu konuda ilgili sendikanın tüzüğü getirtilip müteşebbis heyet üyesi ve sendika temsilcisi statüleri incelenerek ve dosya kapsamındaki diğer bilgi ve belger tanık anlatımları değerlendirildikten sonra sendikal tazminata hak kazanılıp kazanılmadığının belirlenmesi gerektiği-
Davacıyı iş akdinin feshedildiği tarihteki işinde tekrar işe başlatmayıp, il dışı işyeri öneren işverenin davacıyı işe başlatmadığının kabulü gerektiği-