İtirazın iptali ile ilgili kısa karara dair duruşma tutanağı HMK mad. 297 unsurlarını taşımadığı ve dolayısıyla itirazın iptaline dair ilam niteliğinde sayılamayacağı için gerekçeli karar ibraz edilmeden, duran takibin kısa karar ile devamının sağlanmasının olanaklı olmadığı-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteği-
Mahkeme kararında, her iki boşanma davası ile ziynet eşyası davasının kabulü ve davalı karşı davacının tazminat ile nafaka taleplerinin kabulüne dayanak "vakıalar" ve kabule ilişkin gerekçeler karar yerinde gösterilmediği, mahkemenin hangi delillerle sonuca ulaştığını değil dayanılan delillerde yer alan hangi vakıanın kabul edildiğini Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olarak açıklaması zorunlu olduğu, gerekçesiz hüküm kurulmasının yasaya ve usule aykırı olduğundan bozmayı gerektirdiği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu-
Haciz koydurmuş alacaklının, bir kişi ise veya birden fazla kişi olmasına rağmen alacağı ilk sırada ise, bu durumda alacağı, taşınmazın muhammen bedelinin yüzde yirmisi kadar veya ondan fazla olması halinde artırmaya katılabilmek için teminat göstermekle yükümlü olmadığı, ancak haciz koydurmuş birden fazla alacaklı varsa ve ihaleye teminatsız girmek isteyen alacaklının alacağı ilk sırada değil ise, teminat göstermekten muaf tutulabilmesi için, kendisinden önce gelen alacaklıların alacak bedelinin muhammen bedelden çıkarılması sonucu kalan miktarın muhammen bedelin %20’sini karşılaması veya üzerinde olması ve ayrıca şikayetçinin alacağının da muhammen bedelin %20’sini karşılaması gerekeceği-
Mahkemece taşınmazların 1/2 hisse oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, Taşınmaz satışının, resmi şekilde yapılması gerektiği- Adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile taşınmaz mülkiyetinin devrinin mümkün olmadığı bu durumda ancak, taşınmazın davacı adına tesciline değil, ortaklık payı oranında bedellerinin tahsiline karar verilebileceği, davacının adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç bedellerinin tahsilini istediği taşınmazlar, adi ortaklığa dahil ve bu ortaklığın konusunu teşkil eden taşınmazlar olduğu için, tasfiyeye tabi tutulması ve belirtilen ilkeler gereği yapılan tasfiye neticesinde var ise diğer alacak ve borçlar ile birlikte ortaklığın tarafları arasında paylaştırılması gerekeceği-
Boşanma veya evliliğin iptaline ilişkin kararlarda; tarafların Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, adı , soyadı, doğum yeri ve tarihi, baba ve ana adları ile kadının evlenmeden önceki soyadı ve aile kütüğünde kayıtlı olduğu yer bilgileri ile evlilik içinde doğmuş çocuklar ve bunların kimlik bilgilerine yer verilmesinin zorunlu olduğu- Mahkemece; hükümde tarafların adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi ile baba ve ana adlarına yer verilmediği infazda duraksamaya yol açacak şekilde, Nüfus Hizmetleri Kanununun 27. maddesi hükmüne aykırı hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu- Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiğinden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle yalnızca değinilen husus bakımından hüküm kurulması, her iki dava hakkında da hüküm kurulmamasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece, istemin reddine dair verilen kararın hüküm kısmının, HMK. mad. 297 kapsamında yasal gerekçeyi içermediği anlaşıldığından, kararın bozulması gerektiği-
Tapu iptal ve tescil isteği-