Alacaklı tarafından genel kredi ve teminat sözleşmesine kefalete dayalı olarak genel haciz yoluyla başlatılan ilamsız takipte, borçlunun, emekli ikramiyesine konulan haczin taşkın haciz olduğundan bahisle kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece hukuki tavsifte hataya düşülerek istemin haczedilmezlik şikayeti olarak nitelendirilerek reddine karar verilmesinin hatalı olup, taşkın hacze yönelik şikayet olarak ele alınıp sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Temyize konu kararda, hüküm altına alınanın ne olduğunun gösterilmediği ve sadece ''davanın kabulüne, borçlu aleyhine asıl alacak miktarının %20'si tutarında 1.827,39 TL kötü niyet tazminatına hükmedilmesine'' sözleriyle yetinildiği, bu haliyle, HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olarak hüküm fıkrasının açık yazılmamış olmasının doğru olmadığı-
Asıl alacak açısından 490,00 TL üzerinden, işlemiş faiz yönünden ise 67.311,91 TL'ye yönelik itirazın iptaline karar verilmesi gerekirken itiraz edilmeyen ve dolayısı ile dava konusu olmayan 47.310,00 TL'nin de hesaba katılarak HMK'nın 297. maddesine aykırı ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması ve buna göre de itiraz edilmeyen bölümle ilgili olarak davalının yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Borçlunun ödeme emri tebliğ işlemlerinin usulsüzlüğüne yönelik şikayeti konusunda inceleme yapılıp tebligatların usulsüzlüğü hakkında, HMK. mad. 297 uyarınca bir karar verilmeden ve dolayısıyla İİK. mad. 168 uyarınca imzaya itirazın süresinde olup olmadığı saptanmadan imzaya itirazın esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesinin isabetsiz olduğu-