Tarafların karşılıklı olarak haklı ve geçerli bir nedenleri bulunmaksızın birbirlerinin taşınmazlarına taşkın yapılanmak suretiyle müdahale ettikleri tespit edilmek suretiyle yazılı şekilde elatmanın önlenmesi ve yıkım istekleri bakımından davanın kabulüne karar verilmiş olmasının kural olarak doğru olduğu- Her bir istek hakkında taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi ve infaza imkan sağlayacak içerikte bulunulmasının zorunlu olduğu-
Satışına karar verilen taşınmazın; a)Paylı mülkiyet hükümlerine konu ise satış bedelinin paydaşların tapudaki payları oranında, b)Elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olması halinde satış bedelinin mirasçılık belgesindeki paylar oranında, c)Hem paylı, hem de elbirliği mülkiyeti halinin bir arada bulunması halinde ise satış bedelinin tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Asıl işveren sıfatıyla işçiye ödenen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, faiz, mahkeme ve icra masrafı ile vekalet ücreti alacağının alt işverenden rücuen tahsili istemi-
Kısa ve gerekçeli karar arasında farklılık ve çelişki yaratılması gerektiği- Mahkemece, hükmün gerekçesinde farklı hüküm bölümünde nedeni belirtilmeden farklı miktarda alacağın kabulüne karar verilmesinin çelişki oluşturacağı-
Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkemenin tarafların son beyanlarını alıp, yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim edeceği- Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmeyeceği-
Kararın tefhiminin, mahkemece hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanması ile gerçekleşeceği- Ancak zorunlu hallerde, hakimin bu durumun sebebini de tutanağa geçirmek suretiyle, sadece hüküm özetini tutanağa yazdırarak kararı tefhim edebileceği, bu durumda gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, bu durumda mahkemece yapılacak işin önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Mahkemece taşınmazların 1/2 hisse oranında davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, Taşınmaz satışının, resmi şekilde yapılması gerektiği- Adi yazılı şekilde yapılan sözleşme ile taşınmaz mülkiyetinin devrinin mümkün olmadığı bu durumda ancak, taşınmazın davacı adına tesciline değil, ortaklık payı oranında bedellerinin tahsiline karar verilebileceği, davacının adına tescilini, olmadığı takdirde rayiç bedellerinin tahsilini istediği taşınmazlar, adi ortaklığa dahil ve bu ortaklığın konusunu teşkil eden taşınmazlar olduğu için, tasfiyeye tabi tutulması ve belirtilen ilkeler gereği yapılan tasfiye neticesinde var ise diğer alacak ve borçlar ile birlikte ortaklığın tarafları arasında paylaştırılması gerekeceği-