Adi ortaklık ilişkisinin, TBK'nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona ereceği- Tazminat davasında, adi ortaklık sözleşmesi incelenerek, ortaklık sözleşmesinde bu hususta hüküm bulunup bulunmadığına bakılması, hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması; böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise ortakların anlaşarak tasfiye memuru belirlemelerinin istenmesi; bu konuda anlaşamamaları halinde ise hakim tarafından tasfiye işlemini gerçekleştirecek (ortaklığın faaliyet alanına göre konusunda uzman bir veya üç kişiyi) tasfiye memuru olarak resen atanması gerektiği-
Davada, davacı taraf vekille temsil edilmesine ve davanın kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen, davacı yararına vekâlet ücretine hükmedilmemesi, ayrıca çocuklar için iştirak nafakasının artırılması istemi olduğu halde, gerekçeli kararda yoksulluk nafakası ifadesinin kullanılması doğru değilse de; bu hususların düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Yıkımı istenen duvarların hangi davalılar tarafından taşınmazın hangi bölümlerine yapıldığının saptanmadığı; metrekare olarak miktarları gösterilmemiş kısacası tecavüze konu yerler infaza imkan sağlayacak şekilde belirlenmediği; bu nedenlerle mahkemece kurulan hükmün infaz kabiliyeti taşıdığını söyleyebilmenin mümkün olmadığı-
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı "icra hakimliği"nden İİK. mad. 121' e göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabileceği, doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeden, davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmesi gerektiği- İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerektiği- Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerektiği-
Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olmasının bozma nedeni oluşturacağı, bu durumda mahkemece yapılacak işin önceki kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile yeni bir karar vermekten ibaret olduğu-
Mahkemece kurulan hükümde iptaline karar verilen pay oranlarının belli olmadığı gibi bu şekilde kurulan bir hükmün infazının da mümkün bulunmadığı, kök miras bırakandan davalıların yakın miras bırakanına mirasen intikal eden paylarının belirlenmesi (... kalan payı ayrı tutularak), gerek duyulduğu takdirde pay miktarlarının hesabı bakımından bilirkişiden denetime elverişli rapor alınması, bu şekilde belirlenen ve iptali ile davacı adına tescili gereken pay oranının hükümde açıkça gösterilmesi gerektiği-