Vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olduğundan asile yapılan tebligatın usulüne uygun olup olmamasının sonuca etkili olmadığı, satış ilanının borçlu vekiline tebliğ edildiği anlaşıldığına göre, mahkemenin bu yöndeki ihalenin feshi sebebinin yerinde olmadığı-
Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişik bulunması halinin bozma nedeni oluşturduğu, kısa kararla bağlı olmaksızın ve dosya münderecatına göre mahkemece bu hususlar gözönünde tutularak vicdani kanaate göre karar verilmesi gerekeceği-
Ziynet eşyalarının iadesine ilişkin davada karar verilirken istenilen eşyaların her biri hakkında verilen hükümle taraflara yükletilen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer, birer, açık, şüphe ve infazda tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği- Ziynet eşyalarının cins, nitelik ve miktarı belirtilmişse de, ''gram''ları gösterilmemiş olmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, öncelikle keşideci imzasına da itiraz bulunduğuna göre, keşide yerindeki imzanın borçluya ait olup olmadığının tespiti ile keşide yerindeki imzanın borçluya ait olduğunun tespiti halinde ise, çekin düzeltilen keşide tarihi yanındaki "paraf" imzasının, keşideci bölümünde mevcut keşideci imzası ile mukayese edilerek, aynı el ürünü olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılması, farklı olduğunun tespiti halinde, senedin keşide tarihi, tahrifattan önce yazılmış olan şekli ile kabul edilip, bu haliyle muhatap bankaya süresinde ibraz edilip edilmediği belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Hükmün, tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri kapsayacağı, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu, hüküm gerekçesinin dosya içeriğine uygun olmak zorunda olduğu, hükmün gerekçesi ile sonuç kısmının birbiri ile çelişmemesi gerekeceği-
Gerekçe kısmında taleple bağlı kalınarak 8.750 TL'ye hükmedildiği belirtilmesine rağmen, hüküm kısmında fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması istemine yönelik olarak ifadeye yer verilmemekle 6100 sayılı HMK 297/2 ve 298/2. maddeleri uyarınca kararın gerekçesi ile hüküm kısmı arasında çelişki oluştuğu-
Bozma kararı ile ilk hükmün hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirdiği; bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hükmün yeni bir hüküm olduğu; bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerektiği; mahkemece bu husus gözetilmeden, "tazminat konusunda verilen kararın Yargıtayca onanmış ve kesinleşmiş olduğundan, yeniden hüküm kurulmasına gerek olmadığına" şeklinde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-