Tazminat-alacak davası bozma kararına uyularak-
Takipli iflas istemine ilişkin davada alınan bilirkişi raporundan davacının davalı şirketten alacağının olduğunun belirlenmesi ve hükmün gerekçesinde davacının dava açılmasına sebebiyet vermemesi sonucu yargılama giderlerinden sorumlu olmadığı belirtilmesine rağmen, hüküm yerinde davacı aleyhinde yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilerek gerekçe ile hüküm arasında çelişki oluşturulmasının isabetsiz olduğu- Mahkemece yargılama aşamasında davalı şirketin başka bir davada iflasına dair verilen kararın kesinleştiğinden, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği-
Bozma kararı ile ilk hükmün ifa kabiliyetini yitireceği, bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hüküm olup, bu yeni hükmün, tüm istekleri karşılar nitelikte yeniden yazılması gerekeceği-
Mahkeme tarafından kısa kararda kıdem tazminatının dava dilekçesindeki miktarına dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesine rağmen, gerekçeli kararda kıdem tazminatının dava dilekçesindeki miktarına dava tarihine yer verilmeden, faiz başlangıç tarihi yeri boş bırakılarak hükmedilmesi, keza, yıllık izin ücreti alacağından kısa kararda en yüksek mevduat faizini geçmemek kaydıyla yasal faize hükmedilmiş iken, gerekçeli kararda yasal faizi ile tahsiline karar verilerek kısa karar –gerekçeli karar çelişkisi yaratılması nedenleriyle kararın hatalı olduğu-
Ulusal bayram genel tatil ücreti ancak tanık beyanlarına göre hesaplanırsa, hesaplanan miktar üzerinden takdiri indirim yapılmasının mümkün olduğu; belgeye dayalı olarak yapılan hesaplamalarda ise takdiri indirim yapılamayacağı- Kısa kararda hüküm altına alınan ulusal bayram genel tatil ücreti takdiri indirim yapılmaksızın hesaplanan miktar olmasına rağmen, mahkemenin gerekçeli kararda ulusal bayram genel tatil ücretinden takdiri indirim yaptığını belirtmesinin hukuka aykırı olduğu- Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen dikkat edilmesi gereken bir olgu olduğundan, davacının ya da davacının yaptığı iş ile ilgili birimin veya birimin yaptığı görevlerin devir kapsamında bulunup bulunmadığı ve bu kapsamda davalıya karşı açılan bu davanın Büyükşehir Belediyesi'ne yöneltilmesi gerekip gerekmediğinin araştırılarak sonuca göre gerekirse taraf teşkili de sağlandıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerektiği- Davacı, dava dilekçesinde davasını açıkça belirsiz alacak davası olarak açtığını belirtmiş ve bilirkişi raporundan sonra taleplerini artırmış olup mahkemece, davanın kısmi dava olarak açıldığı belirtilerek ıslah edilen kısımlara ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olmasının hatalı olduğu- Gece çalışma zammı ücreti talebinin reddine karar verilmiş olmasına rağmen, duruşmalarda kendisini vekil ile temsil ettiren davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Borçlunun dilekçesinde ileri sürdüğü “borca, işlemiş faize, faiz oranına” yönelik itirazları incelenmeksizin ve bu talepleri konusunda HMK’nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre mahkemece olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin bozma nedeni olduğu-
Delillerin neler olduğu belirtilmeden, tanık beyanları değerlendirilmeden ve özellikle deliller tartışılıp, hangilerine neden değer verilmediği, hangilerinin ise neden üstün tutulduğu dayanakları ile ortaya konulmadan; gerekçe olarak, işçinin iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiği iddiasını ispatlayamadığı aynı şekilde feshin haklı veya geçerli nedene dayandığının ispat yükü üzerinde olan davalı işverence ispatlanamadığı şeklindeki gerekçe ile yazılı şekilde karar verildiği, mahkemenin gerekçeli kararının bu nedenle HMK.'nun 297. maddesine uygun olmadığı-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, izin ücreti, ücret alacaklarının ödetilmesine-
Mahkemece “davacının bilirkişi raporunda hesaplanan alacakları talep edebileceği anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilerek” şeklindeki gerekçeyle kurulan hükmün usul ve yasaya aykırı; tarafları tatmin etmeyen bir hüülm olduğu-
Mahkeme kararında toplanan delillerden söz edilmiş ise de delillerin ne olduğunun yazılmadığı, delillere ilişkin bir tartışma yapılmadığı, hangi sebeple iddiaya değer verildiği ve davacının kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık ücretli izin alacağının hesabına esas unsurlar ile bu alacakların kabulünün gerekçesine ilişkin hiçbir açıklamanın yapılmadığı, kararda bilirkişi raporundan söz edilmiş ise de, bilirkişi raporunun dahi yazılmadığı, ne olduğu anlaşılamayan bir rapordan söz edildiği, kaldı ki içeriği dahi yazılmayan bilirkişi raporuna atıf yapmanın gerekçe olmadığı, ayrıca yargılama giderlerinin dökümünün de yapılmadığı, bu nedenle mahkemenin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’ nın 141 ve HMK. nun 297. maddesine aykırı şekilde oluşturulan ve Anayasa’ nın ve HMK. nun amaçladığı anlamda hiçbir gerekçe içermeyen kararının bozulmasının gerektiği-