İcra mahkemesince "ek ders ücretlerinin tamamının da haczedilmesi" işlemine yönelik şikayet hakkında da karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğünce "iadesi gereken miktar hesabına ilişkin yapılan işleminin iptali"ne yönelik talebin de icra mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin şikayet dilekçesinde, "icra emri ile birlikte ilama dayanak belgelerin tebligata eklenmediği, kendilerine yalnızca icra emri tebliğ edildiği, bu haliyle icra takibinin eksik olduğu ve takip dayanağı ilamın henüz kesinleşmediği" yönünde de şikayet talebi bulunduğu halde, İcra Mahkemesince bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetli olmadığı-
Tapu kaydından taşınmazın 1949 tarihli veraset ilamına göre murisin mirasçıları adına verasette iştirak olarak tescil edildiği, buna göre kaydının iptali istenen davalının payının 2/8 olduğu anlaşıldığından, bu payın iptali 1996 tarihli veraset ilamındaki hisseleri oranında davacılar adına tesciline karar verilmesi gerekirken, 6100 Sayılı HMK. mad. 297/2 uyarınca ve hakimin doğru sicil oluşturma ilkesine aykırı olarak infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Mahkemece, HMK'nun 297. maddesi gereğince, borçlunun, takibe konu senedin teminat amacıyla verildiği yönündeki iddiasının, taraf beyanları, dosya kapsamındaki diğer deliller ile borçlu vekilince dosyaya ibraz edilen el yazısı ile tanzim edilen belge çerçevesinde incelenerek bu yönde yapılan şikayet hakkında karar verilmesi gerekeceği-
Birleşen davaların bağımsızlıklarını korudukları; bu sebeple her bir birleşen dava için ayrı ayrı HMK.’nun 297 ve 298. maddelerine uygun hüküm kurulması gerektiği; eldeki somut davada ise mahkemenin yargılamayı sonuçlandırarak tefhim ettiği kısa kararda, “davanın reddine,” denildiği halde, gerekçeli kararda tefhim edilen kısa karardan farklı olarak “esas ve birleşen davanın reddine” denilerek, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olduğu; bu durumun HMK.’nun 298. maddesinin ikinci fıkrasına aykırı olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istekleri-
Taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği- Şikayet dilekçesinde öne sürülen taleplerin ve dava nedenlerinin her birinin ayrı ayrı tartışılarak bunlar hakkında hangi sonuca ulaşıldığı ve verilen kararın ne olduğunun hükümde birer birer açıklanıp gösterilmesi gerektiği-
Trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemi-
Yerel mahkemece direnme kararının gerekçe bölümünde Yargıtay ve Yargıtay tetkik hakimlerinin çalışma düzeni hakkında yapılan ve davanın esası ile ilgisi olmayan değerlendirmelerin hukukilikten uzak olduğu; usul kurallarına uygun olmadığı gibi yapılan eleştiriler ve kullanılan üslup hem davanın tarafları hem de toplum nazarında Yargıtay kararlarına duyulan güven ve saygınlığın sarsılmasına yol açabileceğinden, gereğinin yapılması için Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'na bildirimde bulunulması gerektiği- Dava konusu taşınmazın tespit tutanağında belirlenen niteliğine göre "imar ve ihyaya muhtaç" yerlerden olduğu, mahkemece yerinde yapılan keşif sonucu ziraat mühendisi bilirkişi tarafından hazırlanan raporda ise "taşınmazın yer yer sürülü olduğu, sürülü olmayan kısımların otluk olduğu, içerisinde taş ve kayalar ile meşe palamudu ile badem ağaçlarının bulunduğu" belirtildikten sonra, açık bir şekilde "fen bilirkişisi raporunda (A) harfi ile ve sarı renkte gösterilen çekişme konusu bölümün gerekli ekim, dikim ve bakım işleri yapıldığı takdirde bakımlı bir bahçe olabileceği" belirtilmiş olduğundan, çekişme konusu bölümün imar ve ihyasının tamamlanmamış olduğu ve dosya içerisinde yer alan bu bölüme ait fotoğraflar da "imar ve ihyanın gerçekleşmediğinin" anlaşıldığından, TMK. mad. 713/1 ve 3402 s. Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri uyarınca "zilyetlikle mülk edinme" koşullarının kanıtlandığının söylenemeyeceği-