HMK. 297/2 ve İİK 24/4 gereğince, hüküm altına alınan eşyaların cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkartmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği- Dava dilekçesi ve bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye gönderme yapılarak hüküm oluşturulamayacağı-
Asıl ve birleştirilen davalar hakkında tek hüküm kurulmamış olmasının isabetsiz olduğu-
Dava konusu tüm taşınmazların geldi ve gittilerini gösterir tedavüllü tapu kayıtlarının ( çap kaydı, kadastro tutanakları, akit tabloları, ifraz işlemleri vs. ) ilgili tapu müdürlüğünden eksiksiz bir biçimde celp edilmediği için dosya arasındaki mevcut kayıtlar arasında irtibat kurulmasının mümkün olmadığı, yine dava dilekçesinde düzeltim talep edilen tüm taşınmazları kapsayacak şekilde Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtildiği üzere olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmadığı, bağlantı kurulacak şekilde tapu kayıtlarının celp edilmemesi nedeniyle hüküm kurulan taşınmazlar ile dava edilen bir kısım taşınmazlar arasında irtibat kurulamadığı, keşif yapılarak taşınmazları kimin kullandığının açıklığa kavuşturulmadığı anlaşıldığından, değinilen somut olgular ve ilkeler çerçevesinde araştırma ve inceleme yapılması, dava dilekçesinde dava konusu tüm taşınmazların bağlantı kurulacak şekilde tapu kayıtlarının celp edilmesi, her bir taşınmaz yönünden olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması, mahallinde keşif yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği-
Mahkemece her bir davalı hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtilen hususlar gözetilerek hüküm kurulup, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü ile hangi davalı olduğu işaret edilmeksizin tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Hükmün açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak nitelikte olmasının zorunlu olduğu-
Davacının dava açtıktan sonra vazgeçtiği taşınmaza ilişkin olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği- Satışın nasıl yapılacağının, harcın tahsil şeklinin hükümde gösterilmesi gerektiği-
Gerekçe ile hüküm fıkrası ve kısa kararla çelişki oluşturulması durumunun HMK'nun 297. maddesine aykırılık oluşturduğu-