Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine ilişkin hüküm gerekçesinin, tek taraflı trafik kazalarında sürücünün ölümü halinde geçerli olduğu- Mahkemece tarafların kusuru hususunda alanında uzman bir bilirkişiden, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınarak sonucuna göre maddi ve manevi tazminatın değerlendirilmesi gerektiği- Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesinin tazminatın doğru tespiti açısında önemli olduğu- Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için, desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerektiği-  Mahkemece desteğe ait tüm işyeri kayıtları ile vergi kayıtları ilgili kurumlardan getirtilerek desteğin kendi işyerinde fiili emeği ile elde edebileceği net gelir tespit edilmek suretiyle hukukçu bilirkişiden aldırılacak ek raporun sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Bilirkişi raporunda sağ kalan davacı eşin evlenme ihtimalinin, kaza (ölüm) tarihi yerine, rapor tarihine göre belirlenmesinin hatalı olduğu- Sağ kalan eşin olay tarihindeki yaşı, çocuk sayısı, sosyal yaşantısı ve ekonomik durumu göz önünde bulundurularak evlenme ihtimali belirlenmesi gerektiğinden, davacı eşin AYİM tablosuna göre kaza (ölüm) tarihindeki evlenme ihtimali değerlendirilmek suretiyle tazminatın hesaplanması için aynı bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekeceği, bu yön gözetilerek davalılar hakkında usulüne uygun hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile belediye arasındaki itirazın iptaline ilişkin uyuşmazlığın, yüksek dereceli Asliye Hukuk Hakimi tarafından mecburi hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerekeceği-
Ne yerel mahkemece gerekçeli kararda ve ne de dayanılan bilirkişi raporunda, davacının hesabından izinsiz olarak davalı banka tarafından para alındığı iddiasıyla ilgili bir hususa rastlanılmadığı, yerel mahkemece HMK.'nun 297. maddesi doğrultusunda, davacı tarafın ıslah dilekçesinde dile getirdiği hususlarda, gerektiğinde banka kayıtları üzerinde inceleme ve araştırma da yapılarak davacı tarafın tüm taleplerini kapsayacak ve bu hususta gerekçe de içerecek şekilde hüküm oluşturulması gerekeceği-
Dava dilekçesinin sonuç kısmında talep edilen her bir işçilik alacağının belirsiz alacak davası olduğu durumunun açık bir şekilde belirtildiği durumda, davanın belirsiz alacak davası olduğu kabul edilmesi gerekirken kısmi dava olarak kabulünün doğru olmadığı-
İcra takip dosyası infaz edilmek suretiyle işlemden kaldırılmadığı sürece, borçlunun, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile tebliğ tarihinin düzeltilmesini şikayet yolu ile istemekte hukuki yararının olduğu- Borçlu, şikayet dilekçesinde, ödeme emri ve takip talebinde ipotek veren taşınmaz maliki yerine asıl borçlu olarak gösterilmesinin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ve adı geçen borçlu ile birlikte diğer borçlunun kendilerine sadece ödeme emri gönderildiği ve takibe dayanak belgelerin eklenmediği yönünde şikayette bulundukları halde, mahkemece anılan talepler incelenmeksizin ve bu konuda yukarıda değinilen HMK'nun 297. maddesinde belirtilen ilkelere göre olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeksizin yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Hükmün sonuç kısmında, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
3. HD. 31.10.2016 T. E: 2015/14718, K: 12318-
Kira sözleşmesine dayalı olarak davalıların müdahalesinin önlenmesi istemli davada, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-