Takibe dayanak bonoların düzenlenme ve vade tarihlerinde tahrifat yapıldığı iddiasının bilirkişi incelemesi yaptırılarak incelenmesi gerektiği-
Gerekçe kısmında, mahrum kalınan kirayı 'taleple bağlı kalarak 18.000 TL'ye hükmetmek gerekir' demekle birlikte kısa kararda yanlışlıkla '7.433,00 TL' yazılmasının tereddüt oluşturacağı-
Soyut ve Anayasa'nın ve HMK'nın amaçladığı unsurları taşımayan gerekçeyle işçilik alacaklarına ilişkin davada karar verilmesinin hatalı olduğu-
Yargıtay'ca bozulan kararın, sonraki kararın eki niteliğinde olmadığı, bozma ile birlikte önceki hükmün ortadan kalkarak hukukî geçerliliğini yitireceği, mahkemece bozulan karara atıf yapılarak yeni hüküm oluşturulamayacağı, bozmadan önceki ve bozmadan sonraki kararların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesine uygun olması gerekeceği-
Uyuşmazlık konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacakları bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacı çalışma süresini ve en son ödenen ücreti belirleyebildiğinden, dava konusu kıdem ve ihbar tazminatı alacağı taleplerinin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceği ve bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddi gerektiği-
Mahkemece, borçlunun çek tazminatı, çek komisyonu ve ihtiyati haciz vekalet ücreti ile birlikte zamanaşımı itirazına yönelik itirazlarının da incelenmesi gerektiği-
Gerekçe gösterilmeksizin şikayetin reddine karar verilemeyeceği-
Kararda ihtiyati haciz talebinin reddi gerekçesi bulunmamakta olup, ara kararında bir cümle olarak yazılan gerekçenin de HMK'nın 297. maddesinde bahsedilen niteliklerde olduğundan söz edilemeyeceği, gerekçesi olmayan bu kararın istinaf incelemesinin de yapılamayacağı-
Mahkemece düzenlenecek kısa ve gerekçeli kararlara ilişkin hüküm fıkralarında, Özel Daire bozma kararına hangi açılardan uyulup hangi açılardan uyulmadığının hüküm fıkrasını oluşturacak kalemler yönünden tek tek ve anlaşılır biçimde kaleme alınması, varsa hükmedilen miktarların doğru ve çelişki oluşturmayacak biçimde ortaya konulması; kararın gerekçe bölümünde de bunların nedenlerinin ne olduğu ve bozmanın niçin yerinde bulunmadığı ve dolayısıyla mahkemenin bozulan önceki kararının hangi yönleriyle hukuka uygun olduğunun açıklanması gerektiği- Yerel mahkemece direnmeye konu kısa kararda "Yaşanan olaylarda davalı-davacı kusurlu kabul edildiğinden boşanmanın eki niteliğindeki 150000 TL manevi tazminat talebinin reddine" şeklinde davalı karşı davacı kadının kusurlu olduğundan bahsetmek suretiyle hüküm kurulmuş iken, gerekçeli kararda “Davalı-davacı tarafın sübut bulmayan boşanmanın eki niteliğindeki 150.000 TL manevi tazminat talebinin reddine.” denilmek suretiyle bu kez kusur belirlemesinden söz edilmeksizin manevi tazminat istemin sübut bulmadığı gerekçe gösterilerek kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmış olması nedeniyle, kararın usulden bozulması gerektiği-
Şikayet davasında kararın gerekçesindeki anlatımların, somut olay ile ilgisi olmayıp, tamamen farklı bir durum ile ilgisi olduğu anlaşıldığından hükmün bozulması gerektiği-
