Mahkemece, bozma ilamından sonra iki ayrı bilirkişi raporu alınmış ise de 21.5.2013 tarihli birinci raporda sözleşmenin feshinde davacının %60,davalı H.Y.'ın %40 oranda kusurlu olduğu; 5.1.2014 tarihli ikinci raporda ise davalı H.Y.'ın %100 kusurlu olduğu görüşü bildirilmesi üzerine iki rapor arasındaki çelişki giderilmeden ikinci rapora itibar edilerek hüküm verildiği; ancak,dosyada mevcut bilirkişi raporları çelişkili olup bu çelişki giderilmeden hükme esas alınmasının doğru olmadığı-
Davacının borcun ifasından vazgeçtiğini bildirmekte ve borcun ifa edilmemesinden doğan zararlarının giderilmesini istediği, şu halde, anılan talebin değerlendirilerek, bilirkişiden alınacak rapor doğrultusunda, usuli kazanılmış haklar da gözetilerek, sözleşmede davacıya ait olacağı kararlaştırılan dairenin rayiç değerinin serbest piyasa koşullarına göre saptanması, buna fiilen oturduğu daireye yaptığı imalat sebebiyle olan alacağının da eklenmesiyle tahsiline, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin kendine özgü yapısı sebebiyle davacı daire bedelini ferileriyle birlikte tahsil etmiş olacağından, arsa sahibine ait payın da karşı davada yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekirken, sözleşmede tarif edilen bağımsız bölümün verilemeyeceği de tespit edildiği halde, terditli ikinci talebin nazara alınmayarak, son talep olan değer farkı bedelinin hüküm altına alınmasının yerinde olmadığı-
Geç teslim nedeni ile uğranılan kira kaybı alacağının tahsili istemi-
Davacı, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istemekte olduğundan, sözleşme ve TBK. 125. vd. uyarınca, fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu- Davacının taşınmazı deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte fiilen teslim aldığı anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihine kadarki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenmesi gerektiği-
Davacının, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu-
Davacının, sözleşmeye ayakta tutarak geç teslim nedeni ile uğradığı zararın tazminini istediği, bu durumda, gerek sözleşme gerekse TBK. 125. vd. (BK. 106 vd.) maddelerine göre fiili teslim tarihine kadarki süre için davacının zararını talep etmekte haklı olduğu, mahkemece, sözleşme kapsamında belirlenen 16.10.2011 tarihinden 01.07.2012 tarihine kadar hesaplanan süre için kira tazminatına hükmedildiği, ne var ki, davacının taşınmazı 23 Ekim 2011 tarihinde Van İlinde meydana gelen deprem dolayısıyla eksiklikleri ile birlikte işgal ettiğini belirten 29.11.2011 tarihli tutanakla fiilen teslim aldığı dosya kapsamından anlaşıldığından, mahkemece sözleşme kapsamında teslim edilmesi gereken tarih ile fiili teslim tarihi olan 29.11.2011 tarihine kadar ki dönem için geç teslimden doğan zarar yönünden kira kaybı belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekeceği-
Satış sözleşmesi karşılıklı taahhütlere havi bir sözleşme olup, davacının üzerine düşen bedeli ödeme edimini yerine getirdiği, buna mukabil, davalı satıcının da üzerine düşen malı teslim taahhüdünü tam ve eksiksiz –ayıpsız- olarak yerine getirmesi gerekeceği, davalı satıcının malı gizli ayıplı olarak teslim ettiği bilirkişi raporları ile sabit olduğuna göre, alıcı davacının 818 sayılı Borçlar Kanunu (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 125. vd mad.)’nun 106. vd devamı maddelerine göre sözleşmeyi fesih ve ödediği bedelin iadesini isteyebileceği, nitekim davacının da bu hakkını kullandığı ve dava dilekçesinde sözleşmeden dönme ile ödediği bedelin iadesini istediği, sözleşme taraflar arasında fesih edildiğine göre, tarafların ancak gerçekleştirdikleri edimin iadesini isteyebilecekleri, bu durumda mahkemece, davacının ödediği bedelin iadesine karar verilmesi gerekeceği-
Gecikme tazminatı istenebilmesi için ise, alacaklının gecikmeden dolayı zarara uğradığını kanıtlaması gerekeceği, somut olayda ise, dava konusu bağımsız bölümler, davacıların murisi arsa sahibine 30.03.2009 günlü tutanakla ve sözleşmeye göre teslimi gereken tarihten önce teslim edildiğine göre, artık davacı arsa sahiplerince salt yapı kullanma izin belgesi alınmadığından bahisle gecikme tazminatı istenemeyeceğinden, dava konusu bu talebin reddi yerine kabulünün doğru olmadığı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde, inşaatın kararlaştırılan tarihte tesliminin gerçekleştirilememesi durumunda, yüklenici borçlunun temerrüdüne düşeceği ve arsa sahibinin TBK. mad. 125 uyarınca seçimlik hakkının doğacağı, arsa sahibi bu seçimlik hakkını, geciken ifayı beklemek ve gecikme tazminatını istemek olarak kullanmış ise sözleşmeyi feshetmeden, ileride olası eksik-ayıplı işlere ilişkin alacağının muacceliyetini fiili teslime erteleyerek, gecikme tazminatı alacağını her ay sonu itibariyle talep veya dava ederek, eserin teslimini bekleyebilleceği, yani, bu alacaklarını talep veya dava etmek için eserin yüklenici tarafından teslimini beklemek zorunda olmadığı- Gecikme tazminatı kural olarak sözleşmede kararlaştırılan teslim tarihinden, eserin eksiksiz ve ayıpsız olarak sözleşmeye uygun biçimde teslim edildiği tarihe kadar ya da iş sahibinin teslimden önce bağımsız bölümü fiilen kullanmaya başladığı veya üçüncü kişiye kiraya verdiği ya da sattığı tarihe kadar istenebileceği- Asıl davada davalı arsa sahiplerinin gecikme tazminatı alacağının bulunduğunun tespit halinde, yükleniciye düşen bağımsız bölümlerin tapularını devretmekten kaçınmakta haklı olacakları gözetilerek, yargılama giderlerinin asıl davada davacı üzerinde bırakılmasına, tapu iptal ve tescil istemi yönünden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi, aksi takdirde, davalı arsa sahiplerinin yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulması gerektiği-